Kök (dilbilgisi)
Kök, dil bilgisinde bir sözcüğün her türlü eki çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı kısmıdır. Bir sözcüğün kökü isim ya da eylem olabilir. İsimler varlıkları fiiller de hareketleri karşılayan sözcüklerdir. İsimlerin analmlı halleri kök olarak kullanılabilirken, eylem kökleri mastar eklerinden (-mak, -mek) uygun olanıyla kullanlılır. Dilbilgisnde eylemlerden sonra gelen mastar ekleri- (kısa çizgi) ile gösterilir.
Ancak, bazı atasözleri tarihsel süreç içinde değişikliğe uğramıştır. Örnek: "Ayağını yorganına göre köskıl." → "Ayağını yorganına göre uzat." Bu atasözündeki "köskıl" kelimesinin yerine günümüzde "uzat" kelimesi kullanılmaktadır. Tarih boyunca dilde ve kültürde oluşan değişmeler atasözlerine de yansımıştır.[2]
Kalıplaşmanın bir istisnası da bir atasözünün farklı bölgelerde değişik şekillerde söylenmesidir.
Örnek: Mum dibine ışık vermez. → "Çıra dibi karanlık olur." Er ekmeği er kursağında kalmaz.. → Er lokması er kursağında kalmaz.
Örneklerdeki gibi bazı atasözlerinde, hem sözcüklerin sırası hem de sözcükler değişebilmektedir. Ancak, bu değişiklik kişiden kişiye değil bölgeden bölgeyedir. Bu durum, atasözlerinin tarihsel süreç içinde ve farklı bölgelerde değişikliğe uğrayabildiğini gösterir.[3]
Örneğin; Ağaç kökünden yıkılır., Aç köpek fırın duvarını deler. ve Vakit nakittir.
Örnek: Dağ ne kadar yüce olsa, yol üstünden aşar. / Erkek aslan aslan da, dişi aslan aslan değil mi? / Elin ağzı torba değil ki büzesin.
Örnek: Gülme komşuna, gelir başına. / Besle kargayı, oysun gözünü. / Sık gidersen dostuna, yatar arka üstüne.
Örnek: Akıl için yol birdir. / Yiğidin malı arsıza kalmaz.
Atasözlerinin konulara çoğu zaman kullanıldıkları bölgeye ve ülkeye göre değişiklikler gösterir. Türk toplumunda tarih boyunca askerlik ve çiftçilik önemli olduğu için at, it, kurt, koyun, silah ve yiğitlik konusunda Türkçe'de pek çok atasözü vardır. Buna karşın Alman atasözlerinde daha çok ayı, kartal gibi Almanya'nın sembolü haline gelmiş konulara yer verilir. Bu nedenlerle, atasözlerinde evrensel ve toplumsal düzen ile bu düzendeki iyi, kötü bütün özellikler görülür.[5]
Örnekler:
"Sakla samanı, gelir zamanı" atasözünde saman sözcüğü gerçek anlamında kullanılmamıştır. Bu atasözünde, en değersiz şeylerin bile saklandığı zaman günün birinde işe yarayabileceği belirtilmektedir.
"Yuvayı dişi kuş yapar" atasözünde ev düzeni ile ilgilenen kadın, yuvayı yapan dişi kuşa benzetilmiştir. Dolayısıyla dişi kuş sözcük öbeği kadın sözcüğünün yerine kullanılmıştır.
"Koyun can derdinde, kasap et derdinde" atasözünde koyun sözcüğü büyük sıkıntılar içinde çırpınan insanı, kasap sözcüğü bu insanın düştüğü kötü durumdan yararlanmak isteyen ya da yalnızca kendi çıkarını düşünen kimseleri temsil etmektedir.
"Aç köpek fırın duvarını deler" atasözünde aç bir insanın neler yapabileceği etkili biçimde anlatılmaktadır.
[YeR6OrDuSu] BuRaSı YeR6 BuRaDa HeRKeS EşiT , Hack Program Arşivi ..! MSN Hack , Site Hack , FTP Hack , Domain , irc hack , wep hack , sistem güvenlik , hack, Hack Haber, hack programlar FD,türk hacker ,rap , hip hop , türkçe rap , yabancı rap , beat , underguorand beat , menekolik beat , arabesk beat , rocak , graffiti , brekdans , yer6ordusu tür hacker tim , sondakika haberler sanal dünya, msn hack, site hack,Metin2 Hile, 1848 koxp, koxp, 1849 koxp, Darking, Darkingh gm mekanmetni2 metin2vadisi - Bilgiler
Ayağını yorganına göre uzat. (atasözü) → Ayağını yorganına göre uzatmak (deyim)
Doğmadık çocuğa don biçilmez. (atasözü) → Doğmadık çocuğa don biçmek (deyim)
İtle yatan, bitle kalkar. (atasözü) → İtle yatıp bitle kalkmak (deyim)
Aman diyene kılıç kalkmaz. (atasözü) → Aman diyene kılıç kaldırmak (deyim)
Atasözlerinin çoğu bir anlatım biçimine dönüştüğü zaman deyim olur. Örnek:
Recep, ayağını yorganına göre uzatmadığı için iflas etti.
Otu çekip, köküne bakmadan, yani adamın ailesini iyice araştırmadan evlenirsen pişman olabilirsin.
Üzümünü ye, bağını sorma.
Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa?
Çamsakızı çoban armağanı.
Atın ölümü arpadan olsun.
İSİMLERCanlı ve cansız varlıkları ve kavramları anlatmak için kullanılan sözcüklere isim denir.
Örnek: İnek, kalem, çanta, araba, Ahmet , Enver, Mustafa, gazete, halk at,otomobil,kaza,gün,domates,papatya,şubat,salı,İstanbul…
İsimler, anlamları yönünden üç kısımda incelenir.
I . VARLIKLARA VERİLİŞLERİNE GÖRE İSİMLER:1) Özel İsimler
2) Cins İsimler
1) Özel İsimler: Evrende tek olan bir eşi daha olmayan varlıklara verilen isimlerdir.
Örnek: Özlem, Karabaş, Ziraat Bankası, Ersular İlköğretim Okulu,
Asya, Avrupa,Türkçe,İslamiyet,Akdeniz Bölgesi, Nevşehir, Pinokyo, Cumhuriyet, Ragıp Üner Mahallesi, Cevizli Sokak, Ağrı Dağı, Çukurova ,Van Gölü,Kızılırmak…
Özel İsimlerin Yazılışı:
Özel isimlerin ilk harfi, cümlenin her yerinde büyük harfle yazılır.
Örnek: Serhat’ın babası Antalya’ya gitmiş.
Özel isimlere eklenen çoğul ekleri”-ler, -lar ” ile yapım ekleri ( genellikle ” -li, -siz, -ci, -gil, -cik, -ler ” ) ekleri kesme işareti ile ayrılmaz.
Örnek: Emreler , Ayşesiz, Atatürkçü, Muratgil, Ömercik, Osmanlar…
Süreksiz sert sessiz ( p, ç, t, k ) harflerle biten özel isimler, sesli harf veya sesli harf ile başlayan bir ek aldıklarında yumuşama kuralı uygulanmaz. Ancak, bu durumdaki isimler okunurken, söylenirken yumuşama kuralı uygulanır.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu
Mehtap’ın Mehtabın
Nursaç’a Nursaca
Nihat’ı Nihadın
Kızılırmak’a Kızılırmağa
Özel isimlere eklenen ekler,satır sonuna sığmadığında kısa çizgi kullanılmaz.Sadece kesme işareti kullanılır.
Örnek:………………….Atatürk’
ün
Başlıca Özel İsimler:
a) İnsanların isim ve soy isimleri:
Örnek: Levent Yağmuroğlu, Sibel Korkmazer…
b) Ülke ve ulus isimleri:
Örnek: Türkiye,Fransa, Almanya, İtalya…
Türk, Fransız,Alman, İtalyan
c) Hayvanlara verdiğimiz isimler:
Örnek: Boncuk, Çomar,Pamuk, Tekir, Karabaş…
ç) Gazete, dergi, kitap, isimleri:
Örnek:Milliyet, Hürriyet, Zaman, Avrupa, Cumhuriyet, Bilim Çocuk, Kırmızı Başlıklı Kız…
d) Dağ, deniz, dere, tepe, ova, boğaz, körfez, burun vs. coğrafi isimler:
Örnek: Ağrı Dağı, Akdeniz, Çukurova ,Van Gölü, Çanakkale Boğazı, Edremit Körfezi, Arı Burnu, Tınaz Tepe…
e) Kurum, dernek, okul, banka, sendika, işletme vs. kuruluş isimleri:
Örnek: Ersular İlköğretim Okulu Türk Hava Kurumu, Atatürkçü Düşünce Derneği, Atatürk Lisesi, Ziraat Bankası, Türk Eğitim Sendikası, Atatürk Orman Çiftliği…
Not:Kurum ve kuruluş isimlerine gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz
f) Dil ve din isimleri:
Örnek: Türkçe, Fransızca, Almanca…
Müslümanlık, Hristiyanlık, Protestanlık…
g) Sokak, cadde, mahalle, meydan, köy, şehir isimleri:
Örnek: Menekşe Sokak, Atatürk Caddesi, Cumhuriyet Meydanı, Nevşehir, Kozaklı, Küçükyağlı Köyü…
2) Cins İsimler: Aynı cinsten varlıkların ortak adı olan sözcüklerdir.
Cins simler cümle içerisinde küçük yazılır.
Örnek: kaşık, telefon, kedi, tavuk, erik,söğüt, kızamık, ev, mavi,uçak…
II. VARLIKLARIN OLUŞLARINA GÖRE İSİMLER:
1) Somut İsim ( Madde ismi )
2) Soyut İsim ( Mana ismi )
1 .Somut isim: Duyu organlarımızla algılayabildiğimiz varlıklara verilen sözcüklerdir.
Örnek: ağaç,ses, koku, şeker, hava, insan, ışık, üzüm, rüzgar, duman,otomobil
2 .Soyut isim: Madde olarak var olmayan , duyu organlarımızla algılanamayan; ancak düşünce yoluyla kabul edilen kavramların adlarına soyut isim denir.
Örnek:sevinç, sevgi,neşe,nefret,hüzün, rüya, mutluluk, akıl, yalnızlık, kin, özlem, intikam, güzellik, tanrı, şeytan, melek, korku, şüphe, keder, tasa, üzüntü, dostluk…
III. VARLIKLARIN SAYILARINA GÖRE İSİMLER:
1) Tekil isimler
2) Çoğul isimler
3) Topluluk ismi
1 .Tekil isimler: Aynı türden olan varlıklardan bir tanesini anlatmada kullanılan isimlerdir.
Örnek: çocuk, kedi, ağaç,tarak,koyun,araba, okul, silgi, kalem, inek, kitap…
2. Çoğul isimler: Aynı türden birden çok varlığı belirten isimlere çoğul isimler denir.
Çoğul isimler “-ler, -lar ” eklerinden bir tanesini alarak çoğul yapılır. Büyük ses uyumu kuralına uygun olarak alırlar.
Örnek: Çocuklar, inekler, kalemler, silgiler,çoraplar…
NOT: Çoğul ekleri, eklendiği sözcüğü çoğul yapmakla kalmaz. Ona başka anlamlar da katar. Bu anlamlar şunlardır:
a) Abartma anlamı: Ayşe ateşler içinde yanıyordu.
b) Teklik anlamı: İkisi de evin kapısında babasını bekliyorlardı.
c) Aşağı – yukarı anlamı: Sizi bekleyen 20 yaşlarında bir gençti.
ç) Aile anlamı: Yarın Ömerler bize gelecek.
d) Saygı anlamı: Öğretmen Hanımlar, içeride oturuyorlar.
e) Benzerlik anlamı: Mustafa Kemaller tükenmez.
3. Topluluk ismi: Çoğul eki almadıkları halde birden çok varlığı karşılayan sözcüklere topluluk ismi denir.
Örnek: deste, düzine, ekip, grup, demet, aile, orman, bölük, takım, ekip, sürü, ordu, ulus, küme, meclis…
NOT: Topluluk isimleri çoğul olarak da kullanılır.
Örnek: uluslar,gruplar,aileler, ordular, ormanlar, sürüler,ekipler…
YAPILARINA GÖRE İSİMLER
İsimler yapılarına göre üç kısımda incelenir:
1) Basit isimler
2) Türemiş isimler
3) Bileşik isimler
1 .Basit yapılı isimler: Yapım eki almamış, birden çok sözcüğün birleşmesiyle oluşmamış kök durumundaki isimlere basit isimler denir.
Örnek: Ali çay içiyor. Ali ve çay basit isimdir.
Örnek:Orhanlar parka gidiyor.
NOT: Kök durumundaki isimler çekim eki alırlarsa yine basit yapılı isim olarak kabul edilirler.
2 .Türemiş yapılı isimler: Yapım eki alarak yeni bir anlam kazanan isimlere türemiş isimler denir.
Türemiş isimler,türetildikleri sözcüklerle aynı anlamı taşımaz, ancak aralarında anlam ilişkisi bulunur.
Örnek:
kalemlik » kökü ( kalem )
gözlük » kökü ( göz )
taşlık » kökü ( taş )
Türkçe » kökü ( Türk )
yurttaş » kökü ( yurt )
Almanca » kökü ( Alman )
simitçi » kökü ( simit )
giyim » kökü ( giy )
silgi » kökü ( sil )
3 . Birleşik isimler: Birden çok sözcüğün, kendi anlamlarının bir kısmını veya tümünü yitirerek birleşip, kaynaşıp, kalıplaşmaları ile oluşan yeni anlamlı isimlere bileşik yapılı isimler denir. Bileşik isimler bitişik yazılır.
Örnek: Ayşegül,açıkgöz,Atatürk,ilköğretim,demirbaş,Kadıköy,Çanakkale, anayasa, başöğretmen, havagazı, kabakulak, hanımeli…
İSİMLERDE KÜÇÜLTME
İsimlerin sonlarına getirilen ” -cik, -cik, -ceğiz, -cağız, -cek, -cak, -ciğim ” ekleri onların anlamlarına sevgi, acıma, küçültme, azımsama ve alay gibi anlamlar katar.
Örnek: anneciğim » sevgi
bahçecik » küçültme
adamcağız » acıma
yavrucak » acıma
bir liracık » azımsama
ressamcık » alay
NOT: Bazı sözcükler “-cik ” ekini aldıklarında küçültme ismi olarak kabul edilmezler. Bu sözcüklerde bulunan “-cik” eki sözcüğün anlamında küçültme yapmaz.
Örnek: Bademcik, Gelincik, Arpacık…
İSMİN HALLERİ
İsimler, cümle içindeki görevlerine göre yalın veya ” -i, -e, -de, -den ” çekim eklerinden birini alarak bulunurlar. İsimlerin girdiği bu biçimlere ismin halleri denir.
İsmin beş hali vardır.
1 . İsmin yalın hali:
İsmin hal eki almamış biçimidir.
Örnek: okul, ağaç,orman,çocuk,kelebek,öğrenci,Emre ,Hasan…
2. İsmin -e hali:
İsmin sonuna ” -e ” veya ” -a ” eklerinden ‘’Büyük Ses Uyumuna”na uygun olarak getirilmiş biçimidir.
Örnek: okula, ağaca, ormana, kelebeğe, kitaba, derde, renge, toprağa, Hasan’a, elmaya…
NOT( 1 ) : Sesli harf ile biten cins isimler, ” -e ” hal ekini aldıklarında, isim ile hal eki arasına ” y ” kaynaştırma harfi girer.
NOT ( 2 ) : ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten cins isimler, ” -e ” hal ekini aldıklarında ” Süreksiz sert ünsüzlerin yumuşaması ” kuralı uygulanır.
NOT ( 3 ) : Özel isimlere eklenen ” -e ” hal eki kesme işareti ile ayrılır. ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten özel isimler ” -e ” hal ekini aldıklarında yumuşama kuralı ( yazarken ) uygulanmaz.
3 . İsmin -i hali:
İsmin sonuna ” – i, -ı, -u, -ü ” eklerinden uygun olanının getirilmiş biçimidir.
Örnek: ayvaları, okulu, üzümü, kaşı, seneyi, kitabı, ağacı, derdi, rengi, toprağı, Samet’i, ayvayı…
NOT ( 1 ) : Sesli harf ile biten cins isimler, ” -i ” hal ekini aldıklarında, isim ile hal eki arasına ” y ” kaynaştırma harfi girer.
NOT ( 2 ) : ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten cins isimler, ” -i ” hal ekini aldıklarında ” Süreksiz sert ünsüzlerin yumuşaması ” kuralı uygulanır.
NOT ( 3 ) : Özel isimlere eklenen ” -i ” hal eki kesme işareti ile ayrılır. ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten özel isimler ” -i ” hal ekini aldıklarında yumuşama kuralı ( yazarken ) uygulanmaz.
4 . İsmin -de hali:
İsmin sonuna ” -de ” ekinin getirilmiş biçimidir. ” -de ” eki eklendiği ismin son hecesindeki sesli harf kalın ise ” -da ” şeklini alır.
Örnek: ayvalarda, okulda, üzümde, kaşta, senede, kitapta, ağaçta, dertte, renkte, toprakta, Samet’te, ayvada…
NOT: ” p, ç, t, k, s, ş, h, f ” harfleri ile biten isimler, ” -de ” hal ekini aldıklarında ” yumuşak ünsüzlerin sertleşmesi ” kuralı uygulanır.
5 . İsmin -den hali:
İsmin sonuna ” -den ” ekinin getirilmiş biçimidir. ” -den ” eki eklendiği ismin son hecesindeki sesli harf kalın ise ” -dan ” şeklini alır.
Örnek: ayvalardan, okuldan, üzümden, kaştan, seneden, kitaptan, ağaçtan, dertten, renkten, topraktan, Samet’ten, ayvadan…
NOT: ” p, ç, t, k, s, ş, h, f ” harfleri ile biten isimler, ” -den ” hal ekini aldıklarında “yumuşak ünsüzlerin sertleşmesi ” kuralı uygulanır.
SIFATLAR (Ön Adlar)
Varlıkların durumlarını, biçimlerini, renklerini, sayılarını, sıralarını, yerlerini belirten sözcüklere sıfat denir.
Sıfatlar, her zaman isimlerle birlikte bulunur; isimlerden önce gelir.
Örnekler: sarı gül, sivri biber, eski koltuk, kırmızı gömlek, küçük çocuk
SIFAT ÇEŞİTLERİ
I. NİTELEME SIFATLARI:
Varlıkların durumlarını, biçimlerini, renklerini belirten sıfatlara niteleme sıfatı denir.
NOT: Niteleme sıfatları,isimlere ‘’ nasıl ‘’ sorusu sorularak bulunur.
Örnekler:
yorgun çocuk Durumunu belirtir.
kırık testi Durumunu belirtir.
yeşil biber Rengini belirtir.
yuvarlak masa Şeklini belirtir.
II. BELİRTME SIFATLARI:
Varlıkların sayılarını,sıralarını,kaçar kaçar bölüşüldüğünü ve varlıkları işaret,soru yoluyla ya da kesinlik kazandırmadan belirten sıfatlara belirtme sıfatları denir.
Belirtme sıfatları dörde ayrılır.
1. İşaret sıfatları
2. Soru sıfatları
3. Sayı sıfatları
4. Belgisiz sıfatlar
1. İşaret sıfatları:
Varlıkları işaret yoluyla belirten ” bu, şu, o ” sözcüklerine işaret sıfatları denir.
” Bu, şu, o ” sözcüklerine ek olarak ” öteki, beriki,oradaki,şuradaki,buradaki ” gibi sözcükler de işaret sıfatı olarak kullanılırlar.
Ayrıca ” -ki ” ve ” -deki ” ekleri ile türetilmiş olan sıfatlar da işaret sıfatı olarak kabul edilir. Buna sıfat yapan veya sıfat türeten “-ki ” de denir.
İşaret sıfatları , adlara hangi sorusu sorularak bulunur.
Örnek:
Bu kalem iyi yazmıyor.
Şu pantolonu çok beğendim.
O kazak benim.
Öteki çocuk hızlı koşuyor.
Beriki bisiklet eskimiş.
Yarın dağdaki kulübeye gideceğiz.
Vitrindeki elbiseyi aldın mı?
NOT: İşaret sıfatı olan ” bu, şu, o, öteki, beriki ” sözcükleri tekil ve yalın olarak kullanılırlar. Aksi halde sıfat olmazlar.
2. Soru sıfatları:
Varlıkları soru yolu ile belirten sözcüklere soru sıfatı denir.
Bu sözcükler ( kaç, hangi,kaçıncı,ne,nasıl,ne kadar,neredeki) bir isimden önce kullanıldıklarında soru sıfatı olurlar.
Örnekler:
Orada kaç gün kalacaksınız?
Nasıl öğretmen olacaksın?
Hangi kitabı okuyorsun?
Kaç para biriktirdin?
Kaçar bilye paylaştın?
Kaçıncı öğrenci şiir okuyacak?
Ne biçim pasta yaptın?
Ne çeşit meyve aldın?
Ne kadar ekmek yedin?
Neredeki okula gidiyorsun?
3.Sayı sıfatları:
Varlıkların sayılarını,sıralarını,kaçar kaçar bölüşüldüğünü belirten sözcüklere sayı sıfatı denir.
Sayı sıfatları dört çeşittir:
a) Asıl sayı sıfatları
b) Sıra sayı sıfatları
c) Üleştirme sayı sıfatları
d) Kesir sayı sıfatları
a) Asıl sayı sıfatları:
Varlıkların sayılarını tam sayılarla ( 1, 2, 3, … 15,16,17,18, ………. ) belirten sıfatlardır.
Örnekler:
Bir kamyon patates sattım.
Dört ekmek yedim.
Dokuz silgim kayboldu.
Otuz kilo salça aldım.
Altı deste kalem aldım.
Kırk sayfa kitap okudum.
NOT: Asıl sayı sıfatı olan sözcüğü bulmak için isme ” kaç, ne kadar ” sorularından birini sorarız.
b) Sıra sayı sıfatları:
Varlıkların sıralarını belirten sıfatlardır.
Asıl sayı sıfatlarına ” -inci ” eki getirilerek yapılır.
Örnek:
Birinci yüzücü arayı açtı.
Beşinci çocuk iyi koşamıyor.
Otuzuncu kilometrede arabanın benzini bitti.
Yirmi birinci yüzyıl uzay çağı olacak.
NOT: Sıra sayı sıfatı olan sözcüğü bulmak için isme ” kaçıncı ” sorusunu sorarız.
c) Üleştirme sayı sıfatları:
Varlıkların eşit sayılarda pay edildiğini, üleştirildiğini gösteren sıfatlara üleştirme sayı sıfatları denir.
Asıl sayı sıfatlarına ” -er, -ar ” eklerinden biri getirilerek yapılır.
Örnek:
Sekizer vişne yedik.
Onar kalem paylaştık.
Altışar gruplar oluşturduk.
İkişer armut yedik.
NOT: Sesli harf ile biten sayılarda, sayı ile ” -er, -ar ” ekleri arasına ” ş ” kaynaştırma harfi girer.
Üleştirme sayı sıfatı olan sözcüğü bulmak için isme ” kaçar ” sorusunu sorarız.
d) Kesir sayı sıfatı:
Varlıkların eş parçalarını belirten sıfatlara kesir sayı sıfatı denir.
Kesir sayı sıfatları bir varlığın kaç eş parçaya ayrıldığını ve bu eş parçalardan kaç tanesinin belirtilmek istendiğini anlatır.
Cümle içerisindeki isme ” kaçta kaç” sorusu sorularak bulunur.
ÖRNEK:
Yedide bir karpuz paylaştım.
Beşte üç armut yedim.
Yüzde kırk faizle borç alınmaz.
Üçte bir pastayı bile yiyemedi.
e) Topluluk sayı sıfatları:
Topluluk anlamı taşıyan sıfatlardır.
Örnek:
ikiz çocuk
beşiz bebek
4.Belgisiz sıfatlar:
Varlıkları kesin olarak değil de aşağı yukarı, yaklaşık olarak, şöyle böyle belirsiz bir biçimde belirten sözcüklere belgisiz sıfatlar denir.
Örnek:
Bazı öğrenciler
Birkaç ördek
Birçok kadın
Birtakım yılanlar
Her baba
Başka adamlar
Herhangi bir öğretmen
Hiç bir doktor
Beş altı asker
İki üç ay
Bütün sene
Bir gün
NOT: ” Bir ” sözcüğü:
a) “Bir tane” anlamında kullanılmışsa asıl sayı sıfatıdır.
b) “Herhangi bir” anlamında kullanılmışsa belgisiz sıfattır.
Örnek:
Manavdan bir kavun aldım.
A.sayı sıfat
Bir gün tatile çıkacağım.
Belgisiz sıfat
SIFATLARLA İLGİLİ ÖZELLİKLER
I. ÜNVAN (SAN ) SIFATLARI:
İnsanların rütbe, görev, derece, mevki, memuriyet ve sosyal durumlarına göre isimlerine eklenen, isimleri ile birlikte söylenen saygı veya tanıtma sözcüklerine ünvan sıfatı denir.
Ünvan sıfatları, isimlerden önce gelebildikleri gibi isimden sonra veya hem isimden önce hem de isimden sonra gelebilirler.
Kısaca ünvan sıfatları isimlerle birlikte üç şekilde kullanılır:
1.İsimden önce:
Örnek: Doktor Raşit, Yarbay Cemil, Bayan Seher, Öğretmen Levent…
2. İsimden sonra:
Örnek: Nihat Bey, Fatma Hanım, Cemil Yarbay, Mustafa Kemal Paşa…
3. Hem isimden önce; hem de isimden sonra:
Örnek: Öğretmen Fatma Hanım, Doktor Raşit Bey, Motorcu Metin Usta…
NOT: Ünvan sıfatları, özel isimler gibi büyük harfle yazılmaya başlanır.
II. YAPISINA GÖRE SIFATLAR:
Sıfatlar yapılarına göre üç kısma ayrılır:
1. Basit sıfatlar:
Yapım eki almamış, başka bir sözcükle birleşmemiş kök halinde bulunan sıfatlardır.
Örnek:
Çürük kalem
İki armut
Bu öğrenci
O çocuk
2. Türemiş sıfatlar:
Yapım eki alarak, isim ve fiilden türeyen sıfatlardır.
Örnek:
Elmalı pasta ( İsimden türemiş ) ” -lı ” yapım eki
Şekersiz süt ( isimden türemiş ) ” -siz ” yapım eki
Yorgun adam ( Fiilden türemiş ) ” -gun ” yapım eki
Uyuyan köpek ( Fiilden türemiş ) ” -an ” yapım eki, ” y ” kaynaştırma harfi
3. Bileşik sıfatlar:
Birden fazla sözcüğün kaynaşıp birleşmesinden oluşan sıfatlardır.
Örnek:
Birkaç ördek
Vurdumduymaz adam
Soğukkanlı askerler
Açıkgöz adam
Cingöz Elif
III. SIFATLARDA PEKİŞTİRME:
Sıfatların anlamlarının kuvvetlendirilmesine, güçlendirilmesine sıfatlarda pekiştirme denir.
Sıfatlarda pekiştirme dört şekilde yapılır:
a) ” m, p, r, s ” ünsüzleri ile:
Bazı niteleme sıfatlarının ilk sesli harfine kadar olan kısmının sonuna, ‘ m, p, r, s ‘ harflerinden uygun olanı eklenir.
Meydana gelen ön ek niteleme sıfatının başına eklenerek yapılır.
Örnek:
Yeşil kazak Ye + m + yeşil kazak Yemyeşil kazak
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
Sarı limon Sa + p + kırmız biber Kıpkırmızı biber
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
Temiz oda Te + r + temiz oda Tertemiz oda
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
Mor çiçek Mo + s + mor çiçek Mosmor çiçek
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
b) İkileme ( tekrarlama ) yolu ile:
Niteleme sıfatı olan sözcüğün iki defa arka arkaya söylenip yazılması ile yapılan pekiştirmedir.
Örnek:
kara gözler kara kara gözler
sıcak simitler sıcak sıcak simitler
sarı elma sarı sarı elmalar
küçük balıklar küçük küçük balıklar
taze ekmek taze taze ekmekler
c) Tekrarlanan sıfatların arasına soru ekleri katılarak yapılan pekiştirme:
Örnek:
kara gözler kara kara gözler kara mı kara gözler
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
sarı elmalar sarı sarı elmalar sarı mı sarı elmalar
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
sıcak simitler sıcak sıcak simitler sıcak mı sıcak simitler
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
küçük balıklar küçük küçük balıklar küçük mü küçük balıklar
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
IV. SIFATLARDA KÜÇÜLTME:
Niteleme sıfatlarının sonlarına eklenen “-ce, -cik, -(i)msi, -(i)mtırak ” ekleri onların anlamlarında küçültme, daraltma veya kısma yapar.
Bu ekleri alan sıfatlara, küçültme sıfatları denir.
Örnek:
yeni araba yenice araba
yeşil biber yeşilimsi biber
mavi kazak mavimtrak çanta
kısa şort kısacık şort
küçük televizyon küçücük televizyon
Sarı kavun sarımtırak kavun
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
Fiillerin, sıfatların veya kendi soyundan gelen kelimelerden önce gelerek anlamlarını zaman ,yer-yön, azlık-çokluk, durum, zaman ve soru” bakımından tamamlayan kelimelere zarf denir.
1) HAL (DURUM) ZARFLARI
Fiilleri veya fiilimsileri, nitelik, sebep, kesinlik, olasılık, yineleme, yaklaşıklık gibi anlamlarla belirten zarflardır.Fiile ” nasıl “sorusunu sorarak buluruz.
Çocuklar art arda durmuşlardı.
Yavaş yürüyünüz.
Çabuk ol.
Soruları hızlı okuyunuz.
Hal zarfları üç şekilde yapılır.
a) Basit hal Zafları
İyi pişiriniz.
Çabuk giyininiz.
b) Türemiş Hal Zarfları
Doğruca gidiniz.
Paltolu oturmasınlar.
c) Birleşik Hal Zarfları
Güzel güzel oynayınız.
Adam akıllı üşütmüş.
2)YER-YÖN ZARFLARI
Cümlelerde fiil veya fiilimsileri yer,yön bakımından tamamlayan zarflardır.
Yer-yön zarflarını bulmak için yükleme “nereye,nereden,nerede” soruları sorulur.
a) Basit yer-yön zarfları
İçeri girmeni istedi.
Çok geldin geri çekil.
b) Türemiş yer-yön zafları
Buralarda oturuyor.
Yakından bakma.
c) Birleşik yer-yön zarfları
Sinirinden bir aşağı, bir yukarı dolanıp durdu.
Evler iç içe girmiş.
UYARI:Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır.
Işık,pencereden içeri sızıyordu. (zarf)
Işık,pencereden içeriye sızıyordu. (ad)
3) ZAMAN ZARFLARI
Fiil veya fiilimsilerden önce gelerek eylemlerin yapıldığı, yapılacağı zamanları gösteren zarflardır. Zaman zarfını bulmak için yükleme “ne zaman “ sorusu sorulur.
Basit Zaman Zafları: sonra, şimdi, dün, yarın, hemen…
Türemiş Zaman Zarfları: yazın, kışın, sabahleyin, erkence…
Birleşik Zaman Zarfları: bugün, bütün gün, günübirlik…
Örnekler:
Bu sene tatile gidecek.
Geçen akşam beraber ders çalıştık.
Kol saatini şimdi buldu.
Yarın bana telefon etmelisin.
Her gün içeri girerken kapıyı çalardı,bugün çalmadı.
Gece yıldızları seyretmeye bayılırım.
Birazdan otobüs gelecek.
Annem az sonra söyleyecek.
Sonra sana söyleyeceklerim var.
Not : “Bugün “kelimesi içinde bulunduğumuz günü belirtiyorsa bitişik yazılır.
Çünkü zaman zarfıdır.
Bugün çok sıcaktı.
zaman zarfı
Bu günler hiç unutulmayacak.
sıfat
4)AZLIK-ÇOKLUK ZARFLARI
Fiilleri,fiilimsileri,sıfatları veya kendisi gibi zarf olan sözcükleri ölçü-miktar bakımından belirten sözcüklerdir. “Ne kadar “sorusu azlık- çokluk zarfını bulmaya yarar.
Çok yoruldu.
Çok az uyumuş
Sazı mükemmel çalar.
Ben ondan daha iyi yazarım.
Onun kadar iyi yüzemem.
5)SORU ZARFLARI
Fiilleri ya da fiilimsileri soru yoluyla açıklayan sözcüklerdir.
Ne,nasıl,ne biçim,niçin,nerden, ne kadar…..
Sen onun için ne yaptın?
Nasıl konuşuyorsun öyle?
Şimdiye kadar nasıl yaşadın?
Uyarı: Ekfiilin geniş zamanına şekilce benzeyen diğer eklerle ekfiilin geniş zamanı karıştırılmamalıdır:
♦ Geliyorum (şahıs eki)
♦ Hastayım (ekfiilin geniş zamanı)
♦ Babam (iyelik eki)
♦ Babayım (ekfiilin geniş zamanı)
♦ Ölüm (Fiilden isim yapım eki)
♦ Benim kardeşim [tamlayan (ilgi) eki]
♦ Sen ne kadar güzelsin. (Ekfiilin geniş zamanı)
♦ Sen yine bana döneceksin. (şahıs eki)
SÖZCÜK ANLAMIGERÇEK ANLAM
A. TEMEL ANLAM
♦ Eve gelince kapıyı hep o açardı.
♦ Yangında bütün köy yandı.♦ Dün dersten kaçmış.
♦ Yalan söyleyen elleriyle ağzını kapatır.
♦ Arabanın frenleri sağlam değil.
♦ Hesapta yanlışlık yapınca sonucu bulamadı.
♦ İri gövdesiyle hareket edemiyordu.
♦ Trahom virüsü hastaların göz akıntılarındadır.
♦ Kırlangıçlar güneye uçuyor
♦ Hepsi çürümüş, işe yaramaz hale gelmişti
♦ Adam başındaki şapkayı çıkarttı
♦ Sırtımda şiddetli bir ağrı var.
♦ Çok şiddetli bir patlamaydı.
♦ İnce bir gül dalısın.♦ Odayı kızarmış ekmek kokusu sarmıştı.
♦ İkindi güneşi ile gölgeler uzadı.
♦ Çanağına konan sütle beslendi.
♦ İnce bir iple masanın ayağını sardı.
♦ Havadaki oksijen oranını arttırmamız gerek.
♦ Kokudan çocuğun yüzü sapsarı olmuştu.
♦ Balkona astığım çamaşırlar kurumamış.
Paragrafın anlam yönü; ana fikir, konu, başlık, parçadan çıkarılabilecek ve çıkarılamayacak sonuçlar ile duyu ile ilgili ayrıntılar ve parçaya hakim olan duygulardan oluşur.
10) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -den eki ad durum eki olarak kullanılmamıştır ?
türkçe 3
10-“Ummadığı bir başarıyla çok şımarmak”anlamına gelen deyim aşağıdakilerden hangisidir?
1 ( Cevep B ) 6( Cevap C) 7 ( Cevap C) 2( Cevap D ) 8 (Cevap D) 3 ( Cevap C 9(Cevap A)
5( Cevap B ) 10(Cevap C)
- bul- (bulmak), ara- (aramak) durumlarında olduğu gibi.
- Kök, anlamlı ve en küçük bölüm olmalıdır,
- Kökün verilen sözcükle anlamca ilgisi olmalıdır.
- Örneğin:
- 'Görüştükleri konuları bir karara bağladılar' cümlesindeki Görüştükleri sözcüğündeki en anlamlı küçük söz "gör" yani "görmek" eylemidir. Yani bu sözcüğün kökü eylemdir.
Atasözlerinde Kalıplaşma
Atasözleri bir toplumun ortak kullandığı kalıplaşmış sözlerdir. Bu nedenle herhangi bir kimse, atasözlerindeki sözcükleri ya da sözcüklerin sırasını değiştiremez. Örneğin "Dikensiz gül olmaz." atasözü "Gül dikensiz olmaz" şeklinde söylenemez. Bu tümcedeki "kaz" kelimesi yerine "ördek" veya "horoz" denmez. Bunun nedeni, atasözlerinin bir kişinin değil, bütün toplumun ortak malı olması ve o toplumun düşünce ve dil zevkini yansıtmasıdır. [1]Ancak, bazı atasözleri tarihsel süreç içinde değişikliğe uğramıştır. Örnek: "Ayağını yorganına göre köskıl." → "Ayağını yorganına göre uzat." Bu atasözündeki "köskıl" kelimesinin yerine günümüzde "uzat" kelimesi kullanılmaktadır. Tarih boyunca dilde ve kültürde oluşan değişmeler atasözlerine de yansımıştır.[2]
Kalıplaşmanın bir istisnası da bir atasözünün farklı bölgelerde değişik şekillerde söylenmesidir.
Örnek: Mum dibine ışık vermez. → "Çıra dibi karanlık olur." Er ekmeği er kursağında kalmaz.. → Er lokması er kursağında kalmaz.
Örneklerdeki gibi bazı atasözlerinde, hem sözcüklerin sırası hem de sözcükler değişebilmektedir. Ancak, bu değişiklik kişiden kişiye değil bölgeden bölgeyedir. Bu durum, atasözlerinin tarihsel süreç içinde ve farklı bölgelerde değişikliğe uğrayabildiğini gösterir.[3]
Cümle Türlerine Göre Atasözleri
Türkçede bulunan bütün tümce türlerine atasözlerinde de rastlanır. Atasözleri kısa ve özlü sözler olduğu için genelde bir veya iki cümleden oluşur. Daha uzun cümlelerden oluşan Türk atasözlerinin sayısı azdır. Atasözlerinde kullanılan cümle türleri şu şekilde sıralanabilir:Yalın Cümle
Atasözlerinin çoğu yalın cümle biçimindedir. İçinde sadece bir yargı bulunan atasözleri genellikle yalın cümleler biçiminde anlatılır.Örneğin; Ağaç kökünden yıkılır., Aç köpek fırın duvarını deler. ve Vakit nakittir.
Birleşik Cümle
İçinde iki yargı bulunan atasözleri genelde birleşik cümle biçiminde kurulur.Örnek: Dağ ne kadar yüce olsa, yol üstünden aşar. / Erkek aslan aslan da, dişi aslan aslan değil mi? / Elin ağzı torba değil ki büzesin.
Devrik Cümle
Atasözlerinde şiirsel bir anlatıma özen gösterildiğinden pek çok atasözü devrik cümlelerle kurulmuştur.Örnek: Gülme komşuna, gelir başına. / Besle kargayı, oysun gözünü. / Sık gidersen dostuna, yatar arka üstüne.
Ad Tümceleriyle Kurulan Atasözleri
- Ad cümleleriyle kurulan atasözlerinde yüklem ad ya da ad soylu sözcüklerden oluşur.
- Ad tümceleriyle kurulan atasözlerinde var, yok sözcükleri ek eylem alarak yüklem olur.
- Ad tümceleriyle kurulan atasözlerinin çoğunda ek eylem -dır söylenmez. Bu durumda genellikle herhangi bir anlam kaybı söz konusu olmaz.
Eylem Tümceleriyle Kurulan Atasözleri
- Eylem tümceleriyle kurulan atasözlerinde yüklem eylem olur. Eylem tümcesiyle kurulan atasözlerinin sayısı ad tümcesiyle kurulanlara nazaran daha çoktur.
- Bazı atasözlerinde eylem söylenmez. Anlam kendiliğinden ortaya çıkar.
Ek Eylemle Kurulan Atasözleri
Bazı atasözleri ek eylemle kurulurlar.Örnek: Akıl için yol birdir. / Yiğidin malı arsıza kalmaz.
Atasözlerinde Kipler
Atasözleri, uzun tarihî bir süreçte oluştuğu ve çağlar boyu geçerli olduğu için genellikle geniş zaman kipiyle kurulmuştur. Doğrudan öğüt veren atasözlerinde emir kipinin kullanıldığı görülmektedir. yküleme ya da rivayet biçiminde söylenen atasözlerinde belirsiz geçmiş zaman kipinin kullanıldığı görülür. Belirli geçmiş zaman ve şimdiki zaman kipleriyle kurulmuş atasözü sayısı oldukça azdır. [4]- Geniş Zaman Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Ağır kazan geç kaynar. / Bir başa bir göz yeter. / Boş çuval ayaktadurmaz./damlaya damlaya göl olur
- Belirsiz Geçmiş Zaman Fiiliyle Kurulmuş Atasözleri: İnsanoğlu çiğ süt emmiş. / Yaş yetmiş, iş bitmiş. / Yılan sokan uyumuş, aç kalan uyumamış.
- Soru Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Akıl olmayınca ne yapsın sakal? / Tok ne bilir aç hâlinden? / Her sakallıyı baban mı sanırsın?
- İstek Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Ağır git ki yol alasın. / Sabah ola, hayır ola. / Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana.
- Emir Kipiyle Kurulmuş Atasözleri: Baş kes, yaş kesme. / Önce düşün, sonra söyle. / Bin bilsen de bir bilene danış.
Atasözlerinin Anlam Özellikleri
Atasözleri belli bir toplumun ve/veya bütüm insanlığın yaşam felsefesidir. İnsanlarda bulunan sevgi, kıskançlık, bencillik, dostluk, düşmanlık gibi duyguşar evrenseldir. Bu nedenle bu duyguları yansıtan atasözleri de evrensel olarak kabul edilmektedir. Dünyada pek çok ulusun kullandığı atasözleri karşılaştırıldığında, bu atasözlerinin pek çoğunun aynı ya da benzer olduğu görülmüştür. Atasözleriatasözleri evrenseldir. Bunlara benzer atasözlerini bütün dilerde bulmak mümkündür. "Osmanlı, tavşanı araba ile avlar", "Türk'ün aklı aldadır" gibi atasözleri ise ulusaldır. Bunlara benzeyen atasözleri bir ulusun kültürünü yansıtır.[3]Atasözlerinin konulara çoğu zaman kullanıldıkları bölgeye ve ülkeye göre değişiklikler gösterir. Türk toplumunda tarih boyunca askerlik ve çiftçilik önemli olduğu için at, it, kurt, koyun, silah ve yiğitlik konusunda Türkçe'de pek çok atasözü vardır. Buna karşın Alman atasözlerinde daha çok ayı, kartal gibi Almanya'nın sembolü haline gelmiş konulara yer verilir. Bu nedenlerle, atasözlerinde evrensel ve toplumsal düzen ile bu düzendeki iyi, kötü bütün özellikler görülür.[5]
Atasözlerinde Anlam Aktarması ve Somutlaştırma
Atasözlerinin çoğunda sözcükler kendi anlamlarında kullanılmaz. Tümceler kurulurken genelde konular somutlaştırılır. Kısa ve özlü bir anlatımla konu daha güzel, etkili ve çarpıcı biçimde sunulur. Genellikle sözcükler benzetme, örnekleme yoluyla başka anlamlarda kullanılarak anlatıma şiirsel bir güzellik katılır.[1] Bazı atasözlerinin dizeler ve beyitler biçiminde oluşu, halkın atasözlerinde şiirsel anlatıma verdiği önemi gösterir.[3]Örnekler:
"Sakla samanı, gelir zamanı" atasözünde saman sözcüğü gerçek anlamında kullanılmamıştır. Bu atasözünde, en değersiz şeylerin bile saklandığı zaman günün birinde işe yarayabileceği belirtilmektedir.
"Yuvayı dişi kuş yapar" atasözünde ev düzeni ile ilgilenen kadın, yuvayı yapan dişi kuşa benzetilmiştir. Dolayısıyla dişi kuş sözcük öbeği kadın sözcüğünün yerine kullanılmıştır.
"Koyun can derdinde, kasap et derdinde" atasözünde koyun sözcüğü büyük sıkıntılar içinde çırpınan insanı, kasap sözcüğü bu insanın düştüğü kötü durumdan yararlanmak isteyen ya da yalnızca kendi çıkarını düşünen kimseleri temsil etmektedir.
"Aç köpek fırın duvarını deler" atasözünde aç bir insanın neler yapabileceği etkili biçimde anlatılmaktadır.
[YeR6OrDuSu] BuRaSı YeR6 BuRaDa HeRKeS EşiT , Hack Program Arşivi ..! MSN Hack , Site Hack , FTP Hack , Domain , irc hack , wep hack , sistem güvenlik , hack, Hack Haber, hack programlar FD,türk hacker ,rap , hip hop , türkçe rap , yabancı rap , beat , underguorand beat , menekolik beat , arabesk beat , rocak , graffiti , brekdans , yer6ordusu tür hacker tim , sondakika haberler sanal dünya, msn hack, site hack,Metin2 Hile, 1848 koxp, koxp, 1849 koxp, Darking, Darkingh gm mekanmetni2 metin2vadisi - Bilgiler
Birbirleriyle Çelişkili Atasözleri
Evrendeki her şeyin zıddıyla varolduğu olgusu atasözlerine de yansımıştır. Olumlu öğütlerin yanı sıra, yalnızca çıkara yönelik olumsuz öğütler veren atasözleri de vardır. "Devletin malı deniz, yemeyen keriz" atasözü bunun örneklerinden birisidir. Çelişkili atasözleri, ayrıca, toplumda ayrı düşünen grupları ve bu gruplar arasındaki ayrılıkları/çelşkileri ortaya koymaktadır. Örnekler:- "Biri yer biri bakar; kıyamet ondan kopar" atasözü kişileri yoksul kimselere yardım etmeye teşvik ederken "Aç yanından kaç" atasözü bunun tersini öğütlemektedir.
- "Derdini söylemeyen derman bulamaz" atasözü kişileri derterini dostlarıyla paylaşmaya teşvik ederken "Sırrını verme dostuna o da söyler dostuna" atasözü bunun aksini savunmaktadır.
- Her koyun kendi bacağından asılır. / Kurunun yanında yaş da yanar.
- İyi insan lafının üstüne gelirmiş. / İti an çomağı hazırla.
- Taşıma suyla değirmen dönmez. / Damlaya damlaya göl olur.
- Zorla güzellik olmaz. / Zora dağ dayanmaz.
Atasözleri ve Deyimler
Atasözleri ve deyimlerin birbirleriyle ortak ve birbirinden ayrılan bazı özellikleri vardır. Birbirleriyle ortak olan en önemli özellikleri, her ikisinin de toplum tarafından ortak olarak benimsenen ve kullanılan kalıplaşmış sözler olmalarıdır. Genellikle bu ortak özelliklerinden dolayı atasözleri ve deyimler birbirine karıştırılır. Oysa her ikisini birbirinden ayıran bazı önemli özellikler vardır:[6]Öğüt ve Yargı
Deyimler bir anlatım biçimidir. Bir kavramı en güzel, en etkili biçimde anlatmayı amaçlar. Bu nedenle de deyimlerde, atasözlerinde olduğu gibi bir öğüt verme ya da bilgece sözler söyleme çabası yoktur. Attan inip eşeğe binmek, etekleri zil çalmak, ok yaydan çıkmak, bin dereden su getirmek gibi deyimlerde herhangi bir öğüt veya yargı yoktur. Ancak, "Ağaç yaşken eğilir", "Ne ekersen onu biçersin" gibi atasözlerinde yargı bulunmaz. Atasözleri ile deyimleri birbirinden ayıran en önemli özellik budur.Tümce Biçimindeki Atasözleri ve Deyimler
Bazı deyimler tümce biçimindedir. Tümce biçiminde olan bu deyimlerde yargı vardır. Bu nedenle atasözleri ile karıştırılabilir. Dağ fare doğurdu. / Delik büyük, yama küçük./ Yorgan gitti, kavga bitti. / Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. gibi deyimlerde de yargı vardır, ama öğüt yoktur. Atasözleri ve deyimler arasındaki bir fark da deyimlerin "öğüt" vermemesidir.Atasözlerini Deyim Olarak Kullanma
Birçok atasözü deyim olarak da kullanılır. Ancak deyimler genelde atasözü olarak kullanılmazlar. "Ne ekersen onu biçersin." atasözü bir konuşma ya da yazıda "Hamdi ektiğini biçti." şeklinde kullanıldığında deyim haline dönüşür. Örnek:Ayağını yorganına göre uzat. (atasözü) → Ayağını yorganına göre uzatmak (deyim)
Doğmadık çocuğa don biçilmez. (atasözü) → Doğmadık çocuğa don biçmek (deyim)
İtle yatan, bitle kalkar. (atasözü) → İtle yatıp bitle kalkmak (deyim)
Aman diyene kılıç kalkmaz. (atasözü) → Aman diyene kılıç kaldırmak (deyim)
Atasözlerinin çoğu bir anlatım biçimine dönüştüğü zaman deyim olur. Örnek:
Recep, ayağını yorganına göre uzatmadığı için iflas etti.
Otu çekip, köküne bakmadan, yani adamın ailesini iyice araştırmadan evlenirsen pişman olabilirsin.
Hem Atasözü Hem Deyim Olarak Kullanılan Sözler
Bazı sözler hem atasözü hem de deyim özelliği taşır. Ancak bunların sayıları oldukça azdır. Aşağıda örnek olarak verilen sözler öğüt olarak kullanıldıklarında atasözü, konuşma biçimi olarak kullanıldıklarında deyim olur:Üzümünü ye, bağını sorma.
Sen ağa ben ağa, bu ineği kim sağa?
Çamsakızı çoban armağanı.
Atın ölümü arpadan olsun.
Atasözü ve Deyimlerde Eylem Çekimi
Deyimler genellikle büyük eylem çekimlerine girer. Bu bakımdan atasözlerine nazaran çok daha fazla esneklik gösterirler. Oysa atasözlerinde bu esneklik yoktur. Atasözleri genellikle şimdiki zaman, belirli geçmiş zaman ve gelecek zaman kipiyle kurulurlar.[7] İşte sizlere düşündürücü atasözlerinden bazıları;- Davulun sesi uzaktan kulağa hoş gelir."Davul nasıl çalınır?" sorusunu dinleyene değil,çalana sormak gerekir.
- Sular bulanmadan durulmaz.
- Güzelliği bir sivilce,zenginliği bir kıvılcım yok eder.
- Bana arkadaşını söyle,sana kim olduğunu söyleyeyim.
- Yalancının evi yanmış,kimse inanmamış.
- İki gönül bir olursa;samanlık seyran olur.
- Ak akçe,karagün içindir.
- Aç tavuk kendini darı ambarında sanır.
- El elin eşeğini;türkü çağırarak arar.
- Bir elin nesi var?iki elin sesi var.
- Dimyat'a pirince giden,evdeki bulgurdan olur.
- Üzüm üzüme, baka baka kararır.
- Dağ dağa kavuşmaz,insan insana kavuşur.
- Bugünün işini yarına bırakma!
- Bakarsan bağ,bakmazsan dağ olur.
| Büyük Ünlü Uyumu | |
|
| ||||||||||||
| Ünlü Düşmesi | |
|
| Ünsüz Uyumu ve Ünsüz Düşmesi | |
|
Örnek: İnek, kalem, çanta, araba, Ahmet , Enver, Mustafa, gazete, halk at,otomobil,kaza,gün,domates,papatya,şubat,salı,İstanbul…
İsimler, anlamları yönünden üç kısımda incelenir.
I . VARLIKLARA VERİLİŞLERİNE GÖRE İSİMLER:1) Özel İsimler
2) Cins İsimler
1) Özel İsimler: Evrende tek olan bir eşi daha olmayan varlıklara verilen isimlerdir.
Örnek: Özlem, Karabaş, Ziraat Bankası, Ersular İlköğretim Okulu,
Asya, Avrupa,Türkçe,İslamiyet,Akdeniz Bölgesi, Nevşehir, Pinokyo, Cumhuriyet, Ragıp Üner Mahallesi, Cevizli Sokak, Ağrı Dağı, Çukurova ,Van Gölü,Kızılırmak…
Özel İsimlerin Yazılışı:
Özel isimlerin ilk harfi, cümlenin her yerinde büyük harfle yazılır.
Örnek: Serhat’ın babası Antalya’ya gitmiş.
Özel isimlere eklenen çoğul ekleri”-ler, -lar ” ile yapım ekleri ( genellikle ” -li, -siz, -ci, -gil, -cik, -ler ” ) ekleri kesme işareti ile ayrılmaz.
Örnek: Emreler , Ayşesiz, Atatürkçü, Muratgil, Ömercik, Osmanlar…
Süreksiz sert sessiz ( p, ç, t, k ) harflerle biten özel isimler, sesli harf veya sesli harf ile başlayan bir ek aldıklarında yumuşama kuralı uygulanmaz. Ancak, bu durumdaki isimler okunurken, söylenirken yumuşama kuralı uygulanır.
Örnek:
Yazılışı Okunuşu
Mehtap’ın Mehtabın
Nursaç’a Nursaca
Nihat’ı Nihadın
Kızılırmak’a Kızılırmağa
Özel isimlere eklenen ekler,satır sonuna sığmadığında kısa çizgi kullanılmaz.Sadece kesme işareti kullanılır.
Örnek:………………….Atatürk’
ün
Başlıca Özel İsimler:
a) İnsanların isim ve soy isimleri:
Örnek: Levent Yağmuroğlu, Sibel Korkmazer…
b) Ülke ve ulus isimleri:
Örnek: Türkiye,Fransa, Almanya, İtalya…
Türk, Fransız,Alman, İtalyan
c) Hayvanlara verdiğimiz isimler:
Örnek: Boncuk, Çomar,Pamuk, Tekir, Karabaş…
ç) Gazete, dergi, kitap, isimleri:
Örnek:Milliyet, Hürriyet, Zaman, Avrupa, Cumhuriyet, Bilim Çocuk, Kırmızı Başlıklı Kız…
d) Dağ, deniz, dere, tepe, ova, boğaz, körfez, burun vs. coğrafi isimler:
Örnek: Ağrı Dağı, Akdeniz, Çukurova ,Van Gölü, Çanakkale Boğazı, Edremit Körfezi, Arı Burnu, Tınaz Tepe…
e) Kurum, dernek, okul, banka, sendika, işletme vs. kuruluş isimleri:
Örnek: Ersular İlköğretim Okulu Türk Hava Kurumu, Atatürkçü Düşünce Derneği, Atatürk Lisesi, Ziraat Bankası, Türk Eğitim Sendikası, Atatürk Orman Çiftliği…
Not:Kurum ve kuruluş isimlerine gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz
f) Dil ve din isimleri:
Örnek: Türkçe, Fransızca, Almanca…
Müslümanlık, Hristiyanlık, Protestanlık…
g) Sokak, cadde, mahalle, meydan, köy, şehir isimleri:
Örnek: Menekşe Sokak, Atatürk Caddesi, Cumhuriyet Meydanı, Nevşehir, Kozaklı, Küçükyağlı Köyü…
2) Cins İsimler: Aynı cinsten varlıkların ortak adı olan sözcüklerdir.
Cins simler cümle içerisinde küçük yazılır.
Örnek: kaşık, telefon, kedi, tavuk, erik,söğüt, kızamık, ev, mavi,uçak…
II. VARLIKLARIN OLUŞLARINA GÖRE İSİMLER:
1) Somut İsim ( Madde ismi )
2) Soyut İsim ( Mana ismi )
1 .Somut isim: Duyu organlarımızla algılayabildiğimiz varlıklara verilen sözcüklerdir.
Örnek: ağaç,ses, koku, şeker, hava, insan, ışık, üzüm, rüzgar, duman,otomobil
2 .Soyut isim: Madde olarak var olmayan , duyu organlarımızla algılanamayan; ancak düşünce yoluyla kabul edilen kavramların adlarına soyut isim denir.
Örnek:sevinç, sevgi,neşe,nefret,hüzün, rüya, mutluluk, akıl, yalnızlık, kin, özlem, intikam, güzellik, tanrı, şeytan, melek, korku, şüphe, keder, tasa, üzüntü, dostluk…
III. VARLIKLARIN SAYILARINA GÖRE İSİMLER:
1) Tekil isimler
2) Çoğul isimler
3) Topluluk ismi
1 .Tekil isimler: Aynı türden olan varlıklardan bir tanesini anlatmada kullanılan isimlerdir.
Örnek: çocuk, kedi, ağaç,tarak,koyun,araba, okul, silgi, kalem, inek, kitap…
2. Çoğul isimler: Aynı türden birden çok varlığı belirten isimlere çoğul isimler denir.
Çoğul isimler “-ler, -lar ” eklerinden bir tanesini alarak çoğul yapılır. Büyük ses uyumu kuralına uygun olarak alırlar.
Örnek: Çocuklar, inekler, kalemler, silgiler,çoraplar…
NOT: Çoğul ekleri, eklendiği sözcüğü çoğul yapmakla kalmaz. Ona başka anlamlar da katar. Bu anlamlar şunlardır:
a) Abartma anlamı: Ayşe ateşler içinde yanıyordu.
b) Teklik anlamı: İkisi de evin kapısında babasını bekliyorlardı.
c) Aşağı – yukarı anlamı: Sizi bekleyen 20 yaşlarında bir gençti.
ç) Aile anlamı: Yarın Ömerler bize gelecek.
d) Saygı anlamı: Öğretmen Hanımlar, içeride oturuyorlar.
e) Benzerlik anlamı: Mustafa Kemaller tükenmez.
3. Topluluk ismi: Çoğul eki almadıkları halde birden çok varlığı karşılayan sözcüklere topluluk ismi denir.
Örnek: deste, düzine, ekip, grup, demet, aile, orman, bölük, takım, ekip, sürü, ordu, ulus, küme, meclis…
NOT: Topluluk isimleri çoğul olarak da kullanılır.
Örnek: uluslar,gruplar,aileler, ordular, ormanlar, sürüler,ekipler…
YAPILARINA GÖRE İSİMLER
İsimler yapılarına göre üç kısımda incelenir:
1) Basit isimler
2) Türemiş isimler
3) Bileşik isimler
1 .Basit yapılı isimler: Yapım eki almamış, birden çok sözcüğün birleşmesiyle oluşmamış kök durumundaki isimlere basit isimler denir.
Örnek: Ali çay içiyor. Ali ve çay basit isimdir.
Örnek:Orhanlar parka gidiyor.
NOT: Kök durumundaki isimler çekim eki alırlarsa yine basit yapılı isim olarak kabul edilirler.
2 .Türemiş yapılı isimler: Yapım eki alarak yeni bir anlam kazanan isimlere türemiş isimler denir.
Türemiş isimler,türetildikleri sözcüklerle aynı anlamı taşımaz, ancak aralarında anlam ilişkisi bulunur.
Örnek:
kalemlik » kökü ( kalem )
gözlük » kökü ( göz )
taşlık » kökü ( taş )
Türkçe » kökü ( Türk )
yurttaş » kökü ( yurt )
Almanca » kökü ( Alman )
simitçi » kökü ( simit )
giyim » kökü ( giy )
silgi » kökü ( sil )
3 . Birleşik isimler: Birden çok sözcüğün, kendi anlamlarının bir kısmını veya tümünü yitirerek birleşip, kaynaşıp, kalıplaşmaları ile oluşan yeni anlamlı isimlere bileşik yapılı isimler denir. Bileşik isimler bitişik yazılır.
Örnek: Ayşegül,açıkgöz,Atatürk,ilköğretim,demirbaş,Kadıköy,Çanakkale, anayasa, başöğretmen, havagazı, kabakulak, hanımeli…
İSİMLERDE KÜÇÜLTME
İsimlerin sonlarına getirilen ” -cik, -cik, -ceğiz, -cağız, -cek, -cak, -ciğim ” ekleri onların anlamlarına sevgi, acıma, küçültme, azımsama ve alay gibi anlamlar katar.
Örnek: anneciğim » sevgi
bahçecik » küçültme
adamcağız » acıma
yavrucak » acıma
bir liracık » azımsama
ressamcık » alay
NOT: Bazı sözcükler “-cik ” ekini aldıklarında küçültme ismi olarak kabul edilmezler. Bu sözcüklerde bulunan “-cik” eki sözcüğün anlamında küçültme yapmaz.
Örnek: Bademcik, Gelincik, Arpacık…
İSMİN HALLERİ
İsimler, cümle içindeki görevlerine göre yalın veya ” -i, -e, -de, -den ” çekim eklerinden birini alarak bulunurlar. İsimlerin girdiği bu biçimlere ismin halleri denir.
İsmin beş hali vardır.
1 . İsmin yalın hali:
İsmin hal eki almamış biçimidir.
Örnek: okul, ağaç,orman,çocuk,kelebek,öğrenci,Emre ,Hasan…
2. İsmin -e hali:
İsmin sonuna ” -e ” veya ” -a ” eklerinden ‘’Büyük Ses Uyumuna”na uygun olarak getirilmiş biçimidir.
Örnek: okula, ağaca, ormana, kelebeğe, kitaba, derde, renge, toprağa, Hasan’a, elmaya…
NOT( 1 ) : Sesli harf ile biten cins isimler, ” -e ” hal ekini aldıklarında, isim ile hal eki arasına ” y ” kaynaştırma harfi girer.
NOT ( 2 ) : ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten cins isimler, ” -e ” hal ekini aldıklarında ” Süreksiz sert ünsüzlerin yumuşaması ” kuralı uygulanır.
NOT ( 3 ) : Özel isimlere eklenen ” -e ” hal eki kesme işareti ile ayrılır. ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten özel isimler ” -e ” hal ekini aldıklarında yumuşama kuralı ( yazarken ) uygulanmaz.
3 . İsmin -i hali:
İsmin sonuna ” – i, -ı, -u, -ü ” eklerinden uygun olanının getirilmiş biçimidir.
Örnek: ayvaları, okulu, üzümü, kaşı, seneyi, kitabı, ağacı, derdi, rengi, toprağı, Samet’i, ayvayı…
NOT ( 1 ) : Sesli harf ile biten cins isimler, ” -i ” hal ekini aldıklarında, isim ile hal eki arasına ” y ” kaynaştırma harfi girer.
NOT ( 2 ) : ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten cins isimler, ” -i ” hal ekini aldıklarında ” Süreksiz sert ünsüzlerin yumuşaması ” kuralı uygulanır.
NOT ( 3 ) : Özel isimlere eklenen ” -i ” hal eki kesme işareti ile ayrılır. ” p, ç, t, k ” harfleri ile biten özel isimler ” -i ” hal ekini aldıklarında yumuşama kuralı ( yazarken ) uygulanmaz.
4 . İsmin -de hali:
İsmin sonuna ” -de ” ekinin getirilmiş biçimidir. ” -de ” eki eklendiği ismin son hecesindeki sesli harf kalın ise ” -da ” şeklini alır.
Örnek: ayvalarda, okulda, üzümde, kaşta, senede, kitapta, ağaçta, dertte, renkte, toprakta, Samet’te, ayvada…
NOT: ” p, ç, t, k, s, ş, h, f ” harfleri ile biten isimler, ” -de ” hal ekini aldıklarında ” yumuşak ünsüzlerin sertleşmesi ” kuralı uygulanır.
5 . İsmin -den hali:
İsmin sonuna ” -den ” ekinin getirilmiş biçimidir. ” -den ” eki eklendiği ismin son hecesindeki sesli harf kalın ise ” -dan ” şeklini alır.
Örnek: ayvalardan, okuldan, üzümden, kaştan, seneden, kitaptan, ağaçtan, dertten, renkten, topraktan, Samet’ten, ayvadan…
NOT: ” p, ç, t, k, s, ş, h, f ” harfleri ile biten isimler, ” -den ” hal ekini aldıklarında “yumuşak ünsüzlerin sertleşmesi ” kuralı uygulanır.
SIFATLAR (Ön Adlar)
Varlıkların durumlarını, biçimlerini, renklerini, sayılarını, sıralarını, yerlerini belirten sözcüklere sıfat denir.
Sıfatlar, her zaman isimlerle birlikte bulunur; isimlerden önce gelir.
Örnekler: sarı gül, sivri biber, eski koltuk, kırmızı gömlek, küçük çocuk
SIFAT ÇEŞİTLERİ
I. NİTELEME SIFATLARI:
Varlıkların durumlarını, biçimlerini, renklerini belirten sıfatlara niteleme sıfatı denir.
NOT: Niteleme sıfatları,isimlere ‘’ nasıl ‘’ sorusu sorularak bulunur.
Örnekler:
yorgun çocuk Durumunu belirtir.
kırık testi Durumunu belirtir.
yeşil biber Rengini belirtir.
yuvarlak masa Şeklini belirtir.
II. BELİRTME SIFATLARI:
Varlıkların sayılarını,sıralarını,kaçar kaçar bölüşüldüğünü ve varlıkları işaret,soru yoluyla ya da kesinlik kazandırmadan belirten sıfatlara belirtme sıfatları denir.
Belirtme sıfatları dörde ayrılır.
1. İşaret sıfatları
2. Soru sıfatları
3. Sayı sıfatları
4. Belgisiz sıfatlar
1. İşaret sıfatları:
Varlıkları işaret yoluyla belirten ” bu, şu, o ” sözcüklerine işaret sıfatları denir.
” Bu, şu, o ” sözcüklerine ek olarak ” öteki, beriki,oradaki,şuradaki,buradaki ” gibi sözcükler de işaret sıfatı olarak kullanılırlar.
Ayrıca ” -ki ” ve ” -deki ” ekleri ile türetilmiş olan sıfatlar da işaret sıfatı olarak kabul edilir. Buna sıfat yapan veya sıfat türeten “-ki ” de denir.
İşaret sıfatları , adlara hangi sorusu sorularak bulunur.
Örnek:
Bu kalem iyi yazmıyor.
Şu pantolonu çok beğendim.
O kazak benim.
Öteki çocuk hızlı koşuyor.
Beriki bisiklet eskimiş.
Yarın dağdaki kulübeye gideceğiz.
Vitrindeki elbiseyi aldın mı?
NOT: İşaret sıfatı olan ” bu, şu, o, öteki, beriki ” sözcükleri tekil ve yalın olarak kullanılırlar. Aksi halde sıfat olmazlar.
2. Soru sıfatları:
Varlıkları soru yolu ile belirten sözcüklere soru sıfatı denir.
Bu sözcükler ( kaç, hangi,kaçıncı,ne,nasıl,ne kadar,neredeki) bir isimden önce kullanıldıklarında soru sıfatı olurlar.
Örnekler:
Orada kaç gün kalacaksınız?
Nasıl öğretmen olacaksın?
Hangi kitabı okuyorsun?
Kaç para biriktirdin?
Kaçar bilye paylaştın?
Kaçıncı öğrenci şiir okuyacak?
Ne biçim pasta yaptın?
Ne çeşit meyve aldın?
Ne kadar ekmek yedin?
Neredeki okula gidiyorsun?
3.Sayı sıfatları:
Varlıkların sayılarını,sıralarını,kaçar kaçar bölüşüldüğünü belirten sözcüklere sayı sıfatı denir.
Sayı sıfatları dört çeşittir:
a) Asıl sayı sıfatları
b) Sıra sayı sıfatları
c) Üleştirme sayı sıfatları
d) Kesir sayı sıfatları
a) Asıl sayı sıfatları:
Varlıkların sayılarını tam sayılarla ( 1, 2, 3, … 15,16,17,18, ………. ) belirten sıfatlardır.
Örnekler:
Bir kamyon patates sattım.
Dört ekmek yedim.
Dokuz silgim kayboldu.
Otuz kilo salça aldım.
Altı deste kalem aldım.
Kırk sayfa kitap okudum.
NOT: Asıl sayı sıfatı olan sözcüğü bulmak için isme ” kaç, ne kadar ” sorularından birini sorarız.
b) Sıra sayı sıfatları:
Varlıkların sıralarını belirten sıfatlardır.
Asıl sayı sıfatlarına ” -inci ” eki getirilerek yapılır.
Örnek:
Birinci yüzücü arayı açtı.
Beşinci çocuk iyi koşamıyor.
Otuzuncu kilometrede arabanın benzini bitti.
Yirmi birinci yüzyıl uzay çağı olacak.
NOT: Sıra sayı sıfatı olan sözcüğü bulmak için isme ” kaçıncı ” sorusunu sorarız.
c) Üleştirme sayı sıfatları:
Varlıkların eşit sayılarda pay edildiğini, üleştirildiğini gösteren sıfatlara üleştirme sayı sıfatları denir.
Asıl sayı sıfatlarına ” -er, -ar ” eklerinden biri getirilerek yapılır.
Örnek:
Sekizer vişne yedik.
Onar kalem paylaştık.
Altışar gruplar oluşturduk.
İkişer armut yedik.
NOT: Sesli harf ile biten sayılarda, sayı ile ” -er, -ar ” ekleri arasına ” ş ” kaynaştırma harfi girer.
Üleştirme sayı sıfatı olan sözcüğü bulmak için isme ” kaçar ” sorusunu sorarız.
d) Kesir sayı sıfatı:
Varlıkların eş parçalarını belirten sıfatlara kesir sayı sıfatı denir.
Kesir sayı sıfatları bir varlığın kaç eş parçaya ayrıldığını ve bu eş parçalardan kaç tanesinin belirtilmek istendiğini anlatır.
Cümle içerisindeki isme ” kaçta kaç” sorusu sorularak bulunur.
ÖRNEK:
Yedide bir karpuz paylaştım.
Beşte üç armut yedim.
Yüzde kırk faizle borç alınmaz.
Üçte bir pastayı bile yiyemedi.
e) Topluluk sayı sıfatları:
Topluluk anlamı taşıyan sıfatlardır.
Örnek:
ikiz çocuk
beşiz bebek
4.Belgisiz sıfatlar:
Varlıkları kesin olarak değil de aşağı yukarı, yaklaşık olarak, şöyle böyle belirsiz bir biçimde belirten sözcüklere belgisiz sıfatlar denir.
Örnek:
Bazı öğrenciler
Birkaç ördek
Birçok kadın
Birtakım yılanlar
Her baba
Başka adamlar
Herhangi bir öğretmen
Hiç bir doktor
Beş altı asker
İki üç ay
Bütün sene
Bir gün
NOT: ” Bir ” sözcüğü:
a) “Bir tane” anlamında kullanılmışsa asıl sayı sıfatıdır.
b) “Herhangi bir” anlamında kullanılmışsa belgisiz sıfattır.
Örnek:
Manavdan bir kavun aldım.
A.sayı sıfat
Bir gün tatile çıkacağım.
Belgisiz sıfat
SIFATLARLA İLGİLİ ÖZELLİKLER
I. ÜNVAN (SAN ) SIFATLARI:
İnsanların rütbe, görev, derece, mevki, memuriyet ve sosyal durumlarına göre isimlerine eklenen, isimleri ile birlikte söylenen saygı veya tanıtma sözcüklerine ünvan sıfatı denir.
Ünvan sıfatları, isimlerden önce gelebildikleri gibi isimden sonra veya hem isimden önce hem de isimden sonra gelebilirler.
Kısaca ünvan sıfatları isimlerle birlikte üç şekilde kullanılır:
1.İsimden önce:
Örnek: Doktor Raşit, Yarbay Cemil, Bayan Seher, Öğretmen Levent…
2. İsimden sonra:
Örnek: Nihat Bey, Fatma Hanım, Cemil Yarbay, Mustafa Kemal Paşa…
3. Hem isimden önce; hem de isimden sonra:
Örnek: Öğretmen Fatma Hanım, Doktor Raşit Bey, Motorcu Metin Usta…
NOT: Ünvan sıfatları, özel isimler gibi büyük harfle yazılmaya başlanır.
II. YAPISINA GÖRE SIFATLAR:
Sıfatlar yapılarına göre üç kısma ayrılır:
1. Basit sıfatlar:
Yapım eki almamış, başka bir sözcükle birleşmemiş kök halinde bulunan sıfatlardır.
Örnek:
Çürük kalem
İki armut
Bu öğrenci
O çocuk
2. Türemiş sıfatlar:
Yapım eki alarak, isim ve fiilden türeyen sıfatlardır.
Örnek:
Elmalı pasta ( İsimden türemiş ) ” -lı ” yapım eki
Şekersiz süt ( isimden türemiş ) ” -siz ” yapım eki
Yorgun adam ( Fiilden türemiş ) ” -gun ” yapım eki
Uyuyan köpek ( Fiilden türemiş ) ” -an ” yapım eki, ” y ” kaynaştırma harfi
3. Bileşik sıfatlar:
Birden fazla sözcüğün kaynaşıp birleşmesinden oluşan sıfatlardır.
Örnek:
Birkaç ördek
Vurdumduymaz adam
Soğukkanlı askerler
Açıkgöz adam
Cingöz Elif
III. SIFATLARDA PEKİŞTİRME:
Sıfatların anlamlarının kuvvetlendirilmesine, güçlendirilmesine sıfatlarda pekiştirme denir.
Sıfatlarda pekiştirme dört şekilde yapılır:
a) ” m, p, r, s ” ünsüzleri ile:
Bazı niteleme sıfatlarının ilk sesli harfine kadar olan kısmının sonuna, ‘ m, p, r, s ‘ harflerinden uygun olanı eklenir.
Meydana gelen ön ek niteleme sıfatının başına eklenerek yapılır.
Örnek:
Yeşil kazak Ye + m + yeşil kazak Yemyeşil kazak
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
Sarı limon Sa + p + kırmız biber Kıpkırmızı biber
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
Temiz oda Te + r + temiz oda Tertemiz oda
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
Mor çiçek Mo + s + mor çiçek Mosmor çiçek
Sıfat isim ¯¯Ön ek¯¯ Niteleme sıfatı
b) İkileme ( tekrarlama ) yolu ile:
Niteleme sıfatı olan sözcüğün iki defa arka arkaya söylenip yazılması ile yapılan pekiştirmedir.
Örnek:
kara gözler kara kara gözler
sıcak simitler sıcak sıcak simitler
sarı elma sarı sarı elmalar
küçük balıklar küçük küçük balıklar
taze ekmek taze taze ekmekler
c) Tekrarlanan sıfatların arasına soru ekleri katılarak yapılan pekiştirme:
Örnek:
kara gözler kara kara gözler kara mı kara gözler
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
sarı elmalar sarı sarı elmalar sarı mı sarı elmalar
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
sıcak simitler sıcak sıcak simitler sıcak mı sıcak simitler
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
küçük balıklar küçük küçük balıklar küçük mü küçük balıklar
Niteleme Sıfatı Tekrarlama, sıfatlarda pekiştirme Soru eki, sıfatlarda pekiştirme
IV. SIFATLARDA KÜÇÜLTME:
Niteleme sıfatlarının sonlarına eklenen “-ce, -cik, -(i)msi, -(i)mtırak ” ekleri onların anlamlarında küçültme, daraltma veya kısma yapar.
Bu ekleri alan sıfatlara, küçültme sıfatları denir.
Örnek:
yeni araba yenice araba
yeşil biber yeşilimsi biber
mavi kazak mavimtrak çanta
kısa şort kısacık şort
küçük televizyon küçücük televizyon
Sarı kavun sarımtırak kavun
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
Fiillerin, sıfatların veya kendi soyundan gelen kelimelerden önce gelerek anlamlarını zaman ,yer-yön, azlık-çokluk, durum, zaman ve soru” bakımından tamamlayan kelimelere zarf denir.
1) HAL (DURUM) ZARFLARI
Fiilleri veya fiilimsileri, nitelik, sebep, kesinlik, olasılık, yineleme, yaklaşıklık gibi anlamlarla belirten zarflardır.Fiile ” nasıl “sorusunu sorarak buluruz.
Çocuklar art arda durmuşlardı.
Yavaş yürüyünüz.
Çabuk ol.
Soruları hızlı okuyunuz.
Hal zarfları üç şekilde yapılır.
a) Basit hal Zafları
İyi pişiriniz.
Çabuk giyininiz.
b) Türemiş Hal Zarfları
Doğruca gidiniz.
Paltolu oturmasınlar.
c) Birleşik Hal Zarfları
Güzel güzel oynayınız.
Adam akıllı üşütmüş.
2)YER-YÖN ZARFLARI
Cümlelerde fiil veya fiilimsileri yer,yön bakımından tamamlayan zarflardır.
Yer-yön zarflarını bulmak için yükleme “nereye,nereden,nerede” soruları sorulur.
a) Basit yer-yön zarfları
İçeri girmeni istedi.
Çok geldin geri çekil.
b) Türemiş yer-yön zafları
Buralarda oturuyor.
Yakından bakma.
c) Birleşik yer-yön zarfları
Sinirinden bir aşağı, bir yukarı dolanıp durdu.
Evler iç içe girmiş.
UYARI:Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır.
Işık,pencereden içeri sızıyordu. (zarf)
Işık,pencereden içeriye sızıyordu. (ad)
3) ZAMAN ZARFLARI
Fiil veya fiilimsilerden önce gelerek eylemlerin yapıldığı, yapılacağı zamanları gösteren zarflardır. Zaman zarfını bulmak için yükleme “ne zaman “ sorusu sorulur.
Basit Zaman Zafları: sonra, şimdi, dün, yarın, hemen…
Türemiş Zaman Zarfları: yazın, kışın, sabahleyin, erkence…
Birleşik Zaman Zarfları: bugün, bütün gün, günübirlik…
Örnekler:
Bu sene tatile gidecek.
Geçen akşam beraber ders çalıştık.
Kol saatini şimdi buldu.
Yarın bana telefon etmelisin.
Her gün içeri girerken kapıyı çalardı,bugün çalmadı.
Gece yıldızları seyretmeye bayılırım.
Birazdan otobüs gelecek.
Annem az sonra söyleyecek.
Sonra sana söyleyeceklerim var.
Not : “Bugün “kelimesi içinde bulunduğumuz günü belirtiyorsa bitişik yazılır.
Çünkü zaman zarfıdır.
Bugün çok sıcaktı.
zaman zarfı
Bu günler hiç unutulmayacak.
sıfat
4)AZLIK-ÇOKLUK ZARFLARI
Fiilleri,fiilimsileri,sıfatları veya kendisi gibi zarf olan sözcükleri ölçü-miktar bakımından belirten sözcüklerdir. “Ne kadar “sorusu azlık- çokluk zarfını bulmaya yarar.
Çok yoruldu.
Çok az uyumuş
Sazı mükemmel çalar.
Ben ondan daha iyi yazarım.
Onun kadar iyi yüzemem.
5)SORU ZARFLARI
Fiilleri ya da fiilimsileri soru yoluyla açıklayan sözcüklerdir.
Ne,nasıl,ne biçim,niçin,nerden, ne kadar…..
Sen onun için ne yaptın?
Nasıl konuşuyorsun öyle?
Şimdiye kadar nasıl yaşadın?
FİİL (EYLEM)
Fiiller hareketlerine göre üç çeşittir:
Fiiller hareketlerine göre üç çeşittir:
İŞ VE KILIŞ FİİLLERİ: Bu fiiller “kimi, neyi” sorularına cevap verir. Bu nedenle iş ve kılış fiilleri çatısına göre geçişli fiillerdir. Kır- ver- çöz-…
DURUM FİİLLERİ: Bu fiiller “kimi, neyi” sorularına cevap vermez. Durum fiilleri çatı yönünden geçişsizdir. Uyu- kalk- yat- ağla-…
OLUŞ FİİLLERİ: Bu fiillere “doğa fiilleri” de denir. Çıplak gözle takip edemediğimiz fiillerdir. Sarar- Yaşlan-Uza- Paslan- Büyü- Sol- Acık- Es- Yeşer- Kızar-
KİP EKLERİ :
Haber (Zaman) Kipleri | Dilek Kipleri |
Geçmiş Zaman | -di -miş | Gereklilik Kipi | -meli, -malı |
Şimdiki Zaman | -yor -makta | İstek | -e, -a |
Gelecek Zaman | -ecek, -acak | Şart | -se, -sa |
Geniş Zaman | - r -z | Emir | Eki yoktur. |
ZAMANLARINA GÖRE FİİLLER
BASİT ZAMANLI FİİLLER: Fiil kök veya gövdelerine bir kip eki getirilmesiyle oluşur.
BİLEŞİK (BİRLEŞİK) ZAMANLI FİİLLER: Fiil kök veya gövdelerine herhangi bir kip eki getirildikten sonra idi, -imiş , ise (-sa, -se) getirilir.
Bazı kaynaklarda birleşik zamanlı fiiller, “iki kip eki almış” fiil olarak da tanımlanır.
Bazı kaynaklarda birleşik zamanlı fiiller, “iki kip eki almış” fiil olarak da tanımlanır.
Hikaye (öyküleme) birleşik zaman: Fiil kök veya gövdelerine herhangi bir kip eki getirildikten sonra “idi” (-dı, -di, …) getirilerek oluşturulur.
♦ Gel-i-r-di, gel-i-yor-du-m…
♦ Yüzüme bu türlü bakmayacaktın. (Gelecek zamanın hikayesi)
♦ Gözünden akan bir damla yağmur olsaydım.(Şart kipinin hikayesi)
Rivayet birleşik zaman: Fiil kök veya gövdelerine herhangi bir kip eki getirildikten sonra “imiş” (-mış, -muş…) getirilerek oluşturulur.
♦ Gel-i-r-miş, gel-miş-miş…
♦ Sen de gelecekmişsin.(Gelecek zamanın rivayeti)
♦ Bunu daha önce yapmalıymışım. (Gereklilik kipinin rivayeti)
♦ Bu köyde iki genç yaşarmış.(Geniş zamanın rivayeti)
♦ Gel-i-r-di, gel-i-yor-du-m…
♦ Yüzüme bu türlü bakmayacaktın. (Gelecek zamanın hikayesi)
♦ Gözünden akan bir damla yağmur olsaydım.(Şart kipinin hikayesi)
Rivayet birleşik zaman: Fiil kök veya gövdelerine herhangi bir kip eki getirildikten sonra “imiş” (-mış, -muş…) getirilerek oluşturulur.
♦ Gel-i-r-miş, gel-miş-miş…
♦ Sen de gelecekmişsin.(Gelecek zamanın rivayeti)
♦ Bunu daha önce yapmalıymışım. (Gereklilik kipinin rivayeti)
♦ Bu köyde iki genç yaşarmış.(Geniş zamanın rivayeti)
Şart (Koşul) Birleşik Zaman: Fiil kök veya gövdelerine herhangi bir kip eki getirildikten sonra “ise” (-se, -sa) getirilerek oluşturulur:
♦ Gel-i-r-se, gel-miş-se-m..
♦ Bu konuyu anlarsanız netleriniz de artar. (Geniş zamanın şartı)
♦ Gülüyorsam mutlu olduğumdan değildir. (Şimdiki zamanın şartı)
♦ Gel-i-r-se, gel-miş-se-m..
♦ Bu konuyu anlarsanız netleriniz de artar. (Geniş zamanın şartı)
♦ Gülüyorsam mutlu olduğumdan değildir. (Şimdiki zamanın şartı)
FİİLLERDE ANLAM (ZAMAN) KAYMASICümlede fiilin zamanıyla kip ekinin zamanının uyuşmamasıdır.
♦ Yarın sinemaya gidiyor muyuz? (Gidecek miyiz)
♦ Ben sabahları süt içiyorum.( İçerim)
♦ Her gece telefonumu şarj ediyorum. (ederim)
♦ Akşama gitar çalmaya gidiyorum. (gideceğim)
♦ Derslerime her hafta düzenli olarak çalışıyorum.
♦ Arkadaşlar, bundan sonra daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
♦ Fatih, o yıllarda pek çok sefer yapar.
♦ Soruları sonra çözersiniz.
♦ Mektubu yarın alır.
♦ Sabahları, erken kalkmayı seviyorum.
♦ Allah’ım bize yardım et.
♦ Yarın sinemaya gidiyor muyuz? (Gidecek miyiz)
♦ Ben sabahları süt içiyorum.( İçerim)
♦ Her gece telefonumu şarj ediyorum. (ederim)
♦ Akşama gitar çalmaya gidiyorum. (gideceğim)
♦ Derslerime her hafta düzenli olarak çalışıyorum.
♦ Arkadaşlar, bundan sonra daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
♦ Fatih, o yıllarda pek çok sefer yapar.
♦ Soruları sonra çözersiniz.
♦ Mektubu yarın alır.
♦ Sabahları, erken kalkmayı seviyorum.
♦ Allah’ım bize yardım et.
YAPILARINA GÖRE FİİLLER
BASİT FİİLLER: Herhangi bir yapım eki almamış, başka bir kelimeyle de birleşmemiş kök durumundaki fiillerdir. Kök, fiilin bölünemeyen en küçük anlamlı parçasıdır.
♦ Sev-, ağla-, kaç-, sor-
♦ Oku-y- acak – mış – sın (Basit yapılı birleşik zamanlı)
♦ Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir.
♦ Güzel söz söyleyebilmek için güzel düşünmek gerekir.
♦ Dostluk bir şemsiyeye benzer.İnsan onları ancak kötü havalarda ister.
♦ İstediğim her şeyi yaptım;çünkü yapamayacağımı düşündüğüm şeyi istedim.
♦ Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük olduğunu bilir.
♦ Sev-, ağla-, kaç-, sor-
♦ Oku-y- acak – mış – sın (Basit yapılı birleşik zamanlı)
♦ Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir.
♦ Güzel söz söyleyebilmek için güzel düşünmek gerekir.
♦ Dostluk bir şemsiyeye benzer.İnsan onları ancak kötü havalarda ister.
♦ İstediğim her şeyi yaptım;çünkü yapamayacağımı düşündüğüm şeyi istedim.
♦ Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük olduğunu bilir.
TÜREMİŞ YAPILI FİİLLER: Fiil ya da isim köklerine yapım eki getirilerek türetilen fiillerdir.
♦ Göz-le- gör-üş yaş-a- giy-in
♦ Göz-le- gör-üş yaş-a- giy-in
Dikkat! Yansıma olan kelimelerle de fiil türetilebilir.( Çat-la-, fısıl-da-, hav-la-)
♦ İsim kök ya da gövdelerinden fiil türetme:
♦ güzel-leş sarı-ar ışıl-da göz-le az-al ben-imse ince-l düz-el su- sa sivri-l yaş-a kan-a
♦ Fiilden fiil türetme:
♦ sev-in çık-ar kız-ış bak-ış öl-dür taşı-t at-ıl kan-dır koş-tur
♦ güzel-leş sarı-ar ışıl-da göz-le az-al ben-imse ince-l düz-el su- sa sivri-l yaş-a kan-a
♦ Fiilden fiil türetme:
♦ sev-in çık-ar kız-ış bak-ış öl-dür taşı-t at-ıl kan-dır koş-tur
BİRLEŞİK YAPILI FİİLLER : İki ya da daha fazla kelimenin bir araya gelerek oluşturdukları fiillerdir. Üç yolla yapılır:
Yardımcı Fiille Kurulan Birleşik Fiiller:
♦ Yardım et- memnun ol- fark et- dans et- terk et- affet- başarılı ol-
♦ Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek.
♦ Hayat uykuyla uyanıklık arasında raks eder.
♦ Bu usanç duyan gözlerim bir şeyde karar kıldı.
♦ Seyreyleyelim mehtabı yıldızların altında.
♦ Benliğime hakim olur bir deli rüzgar.
♦ Bir gün yeniden bana döneceğini hissediyorum.
♦ Ama dönsen de seni asla affetmeyeceğim.
♦ Sabreden derviş muradına ermiş.
♦ Sabır + et- sabret- (Ses düşmesi)
♦ Af + et- affet- (Ses türemesi)
♦ Terk et- Tasvir et- Hasta ol- Dans et- Fark et-
♦ Yardım et- memnun ol- fark et- dans et- terk et- affet- başarılı ol-
♦ Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek.
♦ Hayat uykuyla uyanıklık arasında raks eder.
♦ Bu usanç duyan gözlerim bir şeyde karar kıldı.
♦ Seyreyleyelim mehtabı yıldızların altında.
♦ Benliğime hakim olur bir deli rüzgar.
♦ Bir gün yeniden bana döneceğini hissediyorum.
♦ Ama dönsen de seni asla affetmeyeceğim.
♦ Sabreden derviş muradına ermiş.
♦ Sabır + et- sabret- (Ses düşmesi)
♦ Af + et- affet- (Ses türemesi)
♦ Terk et- Tasvir et- Hasta ol- Dans et- Fark et-
UYARI: Et- , ol- yardımcı eylemleri tek başına bir anlam taşıyorsa ve önündeki isimle kaynaşmamışsa kendi görevinde kullanılmış demektir yani asıl fiildir.
♦ Ben ettim sen etme.
♦ Köyümüzde şimdi kirazlar olmuştur.
♦ Elindeki gömlek ancak beş milyon lira eder.
♦ Boş zamanlarımda kütüphanede olurum.
♦ Ben hep sizin yanınızda olacağım.
♦ Meyveler dalında olmuş.
♦ Köyümüzde şimdi kirazlar olmuştur.
♦ Elindeki gömlek ancak beş milyon lira eder.
♦ Boş zamanlarımda kütüphanede olurum.
♦ Ben hep sizin yanınızda olacağım.
♦ Meyveler dalında olmuş.
Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller ( Deyim Halindeki Birleşik Fiiller) :
Bir isimle bir fiilin anlam yönünden birleşip kaynaşmasıyla oluşur. Bu sözcüklerden biri ya da ikisi gerçek anlamını yitirir. Deyimlerin çoğu bu türe örnektir.
Bir isimle bir fiilin anlam yönünden birleşip kaynaşmasıyla oluşur. Bu sözcüklerden biri ya da ikisi gerçek anlamını yitirir. Deyimlerin çoğu bu türe örnektir.
♦ Sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun?
♦ Bu tehditlerinle gözümü korkutamazsın.
♦ Annemin yemekleri hoşuna gitti mi?
♦ Odasında kitaplarına göz atıyordu.
♦ Adama laf anlatmaktan dilimde tüy bitti.
♦ Konuşulanlara ben de kulak kabarttım.
♦ İş için yüzlerce kişi başvurmuştu.
♦ Bu tehditlerinle gözümü korkutamazsın.
♦ Annemin yemekleri hoşuna gitti mi?
♦ Odasında kitaplarına göz atıyordu.
♦ Adama laf anlatmaktan dilimde tüy bitti.
♦ Konuşulanlara ben de kulak kabarttım.
♦ İş için yüzlerce kişi başvurmuştu.
Kurallı Birleşik Fiiller
En az iki fiilin belli bir kurala göre birleşmesiyle oluşan birleşik fiillerdir.
En az iki fiilin belli bir kurala göre birleşmesiyle oluşan birleşik fiillerdir.
Tezlik Fiili: Geliver-, yapıver-, okuyuver-, seçiver…
♦ Uzanıp tutuver elimi ne olur geri dön.
♦ Akşamın derin kızıllığında kayboluverdim.
♦ Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya.
♦ Polisler kaçan hırsızı yakalayıverdi.
♦ Annesini görünce yanına koşuverdi.
♦ Uzanıp tutuver elimi ne olur geri dön.
♦ Akşamın derin kızıllığında kayboluverdim.
♦ Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya.
♦ Polisler kaçan hırsızı yakalayıverdi.
♦ Annesini görünce yanına koşuverdi.
Yeterlilik Fiili : Yapabil-, gezebil-, okuyabil-
♦ Alabilirim. (Alamam) (Almayabilirim) (Alamayabilirim)
♦ Okula geç kalırsam öğretmenim kızabilir.
♦ Bu genç yaşımda ölebilirim
♦ En güzel şiirlerimi söylemeden gidebilirim buralardan
♦ Bir gece ansızın gelebilirim.
♦ Sevinçten kapında bayılabilirim.
♦ Sınıfı geçebilirim.
♦ Atamam kendimi mavi denize dünya güzel.
♦ Alabilirim. (Alamam) (Almayabilirim) (Alamayabilirim)
♦ Okula geç kalırsam öğretmenim kızabilir.
♦ Bu genç yaşımda ölebilirim
♦ En güzel şiirlerimi söylemeden gidebilirim buralardan
♦ Bir gece ansızın gelebilirim.
♦ Sevinçten kapında bayılabilirim.
♦ Sınıfı geçebilirim.
♦ Atamam kendimi mavi denize dünya güzel.
Sürerlilik Fiili : Konuşup dur-, gidip dur-, donup kal-, sürüp gel-…
♦ Bu hikaye yıllardır süregelir.
♦ Televizyonun karşısında uyuyakalmışım.
♦ Gidedursun turnalar, gurbet ellere.
♦ Listede ismimi göremeyince listeye bakakaldım.
♦ Bu hikaye yıllardır süregelir.
♦ Televizyonun karşısında uyuyakalmışım.
♦ Gidedursun turnalar, gurbet ellere.
♦ Listede ismimi göremeyince listeye bakakaldım.
Yaklaşma Fiili: Düşeyaz-, öleyaz-…
♦ Kaldırımda yürürken düşeyazdım.
♦ Onu karşımda görünce korkudan öleyazdım.
♦ Kaldırımda yürürken düşeyazdım.
♦ Onu karşımda görünce korkudan öleyazdım.
EK-FİİL (EK-EYLEM)
Ek-fiillerin iki temel görevi vardır:
Ek-fiillerin iki temel görevi vardır:
İSİM SOYLU KELİMELERE GELEREK ONLARI YÜKLEM YAPARLAR.
( Ek bazen gözükmez)
( Ek bazen gözükmez)
♦ Hayat, yaşayınca güzeldir.
♦ Ben sana mecburum.(dur)
♦ Babam başarılı bir komiserdi.
♦ Toprak harıl harıl çalışan bir kimyacıdır.
♦ Ben sana mecburum.(dur)
♦ Babam başarılı bir komiserdi.
♦ Toprak harıl harıl çalışan bir kimyacıdır.
♦ Ek-fiilin geniş zamanı: İyi-dir, yorgundur, yorgunum, yorgunsunuz, yorgunlar.
♦ Ek-fiilin görülen geçmiş zamanı: Öğrenci-y- di- m, çalışkandı, güzeldi.
♦ Ek-fiilin duyulan geçmiş zamanı: Güzelmişim.
♦ Ek-fiilin şartı: Hastaysanız…
DİKKAT: Ek-fiilin şartı olan ise isim ve isim soylu kelimelere geldiğinde onları yüklem yapmaz; sadece cümleye şart anlamı kazandırır.
♦ Ek fiiller sadece isimleri değil; isim soylu olan zamirleri de yüklem yapabilirler.
♦ Benim en iyi arkadaşım sen-di-n.
♦ Kim-miş beni soran?
♦ En iyi adam odur.
♦ Kim-miş beni soran?
♦ En iyi adam odur.
♦ Ek-fiiller, fiilimsilerin sonuna gelerek onları yüklem yapabilir.
♦ En güzel şey, sağlıklı yaşamaktır.
BASİT ZAMANLI FİİLLERİ BİRLEŞİK ZAMANLI YAPAR.
(-dır eki dışındakiler)
(-dır eki dışındakiler)
Sev (i) yor du m. Gülü yor muş. Gel meli y miş.
Bilinen Geçmiş Zaman(idi):
Çalışkandım (çalışkan idim), çalışkandın, çalışkandı, çalışkandık, çalışkandınız, çalışkandılar
♦ İşte tüm bunları yapan oydu. (o idi) (ekfiil zamire eklenmiştir)
♦ Bu yaptıklarım senin içindi. (için idi) (ekfiil edata eklenmiştir)
Çalışkandım (çalışkan idim), çalışkandın, çalışkandı, çalışkandık, çalışkandınız, çalışkandılar
♦ İşte tüm bunları yapan oydu. (o idi) (ekfiil zamire eklenmiştir)
♦ Bu yaptıklarım senin içindi. (için idi) (ekfiil edata eklenmiştir)
Öğrenilen Geçmiş Zaman (imiş):
İşçiymişim (işçi imişim), işçiymişsin, işçiymiş, işçiymişiz, işçiymişsiniz, işçiymişler
İşçiymişim (işçi imişim), işçiymişsin, işçiymiş, işçiymişiz, işçiymişsiniz, işçiymişler
Şart Kipi (ise):
Öğretmensem (öğretmen isem), öğretmensen, öğretmense, öğretmensek, öğretmenseniz, öğretmenseler.
Öğretmensem (öğretmen isem), öğretmensen, öğretmense, öğretmensek, öğretmenseniz, öğretmenseler.
Geniş Zaman:
Ekfiilin geniş zamanında i- fiili bugün tamamen düşmüştür. Ekfiilin geniş zaman ekleri sadece isme gelir. Çekimi şu şekildedir:
İyiyim, iyisin, iyi(dir), iyiyiz, iyisiniz, iyidirler
Ekfiilin olumsuzu “değil” dir. Öğrenciyim ———- öğrenci değilim.Ekfiilin geniş zamanında i- fiili bugün tamamen düşmüştür. Ekfiilin geniş zaman ekleri sadece isme gelir. Çekimi şu şekildedir:
İyiyim, iyisin, iyi(dir), iyiyiz, iyisiniz, iyidirler
Uyarı: Ekfiilin geniş zamanına şekilce benzeyen diğer eklerle ekfiilin geniş zamanı karıştırılmamalıdır:
♦ Geliyorum (şahıs eki)
♦ Hastayım (ekfiilin geniş zamanı)
♦ Babam (iyelik eki)
♦ Babayım (ekfiilin geniş zamanı)
♦ Ölüm (Fiilden isim yapım eki)
♦ Benim kardeşim [tamlayan (ilgi) eki]
♦ Sen ne kadar güzelsin. (Ekfiilin geniş zamanı)
♦ Sen yine bana döneceksin. (şahıs eki)
SÖZCÜK ANLAMIGERÇEK ANLAM
A. TEMEL ANLAM
♦ Eve gelince kapıyı hep o açardı.
♦ Yangında bütün köy yandı.♦ Dün dersten kaçmış.
♦ Yalan söyleyen elleriyle ağzını kapatır.
♦ Arabanın frenleri sağlam değil.
♦ Hesapta yanlışlık yapınca sonucu bulamadı.
♦ İri gövdesiyle hareket edemiyordu.
♦ Trahom virüsü hastaların göz akıntılarındadır.
♦ Kırlangıçlar güneye uçuyor
♦ Hepsi çürümüş, işe yaramaz hale gelmişti
♦ Adam başındaki şapkayı çıkarttı
♦ Sırtımda şiddetli bir ağrı var.
♦ Çok şiddetli bir patlamaydı.
♦ İnce bir gül dalısın.♦ Odayı kızarmış ekmek kokusu sarmıştı.
♦ İkindi güneşi ile gölgeler uzadı.
♦ Çanağına konan sütle beslendi.
♦ İnce bir iple masanın ayağını sardı.
♦ Havadaki oksijen oranını arttırmamız gerek.
♦ Kokudan çocuğun yüzü sapsarı olmuştu.
♦ Balkona astığım çamaşırlar kurumamış.
B. YAN ANLAM
♦ Tarlayı beş yılda açtık.
♦ Eli sobaya dokununca yandı.♦ Borudan su kaçıyor.♦ Yolun ağzında eşkıyalar baç alıyorlardı.
♦ Sağlam bir yumrukla onu devirdi.
♦ Hesabına yüklü para yatırdı.
♦ Ağacın gövdesinde çürümeler var.
♦ Konsolun gözünden bir şişe amonyak çıkartıp uzattı.
♦ Annem yarın Ankara’ ya uçacak.♦ Dişimin kökü çürümüş♦ İki baş soğan verir misin?
♦ Beşiktaş sırtlarına ağaç dikiyorlar
♦ Gülün tomurcukları sabahleyin patlamış
♦ Bu dalda başarılı olabileceğimi sanmıyordum
♦ Giyinmiş , süslenmiş kokular sürünmüştü.
♦ Yaptığı resimdeki çocuk yüzlerine gölge veriyor.
♦ Çiçeğin en dışındaki çanak yapraklar dökülmüştü.
♦ İnce bulgurla yapılan yemek işte bu.
♦ Hava biraz bozuk gözüküyor.
♦ Suyun yüzünde yapraklar yüzüyordu.
♦ Hazan mevsiminde kurumuş yapraklar gibisin
♦ Tarlayı beş yılda açtık.
♦ Eli sobaya dokununca yandı.♦ Borudan su kaçıyor.♦ Yolun ağzında eşkıyalar baç alıyorlardı.
♦ Sağlam bir yumrukla onu devirdi.
♦ Hesabına yüklü para yatırdı.
♦ Ağacın gövdesinde çürümeler var.
♦ Konsolun gözünden bir şişe amonyak çıkartıp uzattı.
♦ Annem yarın Ankara’ ya uçacak.♦ Dişimin kökü çürümüş♦ İki baş soğan verir misin?
♦ Beşiktaş sırtlarına ağaç dikiyorlar
♦ Gülün tomurcukları sabahleyin patlamış
♦ Bu dalda başarılı olabileceğimi sanmıyordum
♦ Giyinmiş , süslenmiş kokular sürünmüştü.
♦ Yaptığı resimdeki çocuk yüzlerine gölge veriyor.
♦ Çiçeğin en dışındaki çanak yapraklar dökülmüştü.
♦ İnce bulgurla yapılan yemek işte bu.
♦ Hava biraz bozuk gözüküyor.
♦ Suyun yüzünde yapraklar yüzüyordu.
♦ Hazan mevsiminde kurumuş yapraklar gibisin
MECAZ ANLAM
♦ Bu elbise seni hiç açmamış.♦ Vaktinde yetiştirilmeyen başvurular yandı
♦ Bir defa uykusu kaçtı mı, dört kahve içeceği olurdu
♦ Bırak bu ağızları da doğru konuş.
♦ Sağlam düşünceli bir şairdir.
♦ Dersten zayıf alacağını hesaba katamadı.
♦ Dün parti lideri gövde gösterisi yaptı.
♦ Sevecen gözlerle baktı
♦ Çocuk sevinçten uçuyor♦ Annem işten dolayı çürümüştü
♦ Çocuğun başı belaya girdi
♦ Arkamı dönünce sırtımdan vuran utansın.
♦ Yakında savaş patlayacak.
♦ Adamın dalına bindiler.
♦ Doktora boş gözlerle bakıyordu
♦ Bu şarkıya bayılıyorum
♦ Tatlı sözlerle babasının gönlünü aldı
♦ Hepimiz onun hafif biri olduğunu biliyorduk
♦ İnce işlere aklım pek ermiyor
♦ İlk damlalardan sonra yağmur birden coştu
♦ Onun pişkinliğine bir anlam veremedim
♦ Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun
♦ Gerginlik artmış ,ortalıkta bir savaş kokusu vardı.
♦ Koca adam oldu hala babasının gölgesinde yaşıyor.
♦ Ona çanak tutmanın ne alemi vardı.
♦ Bu konularda ince düşünmek gerek.
♦ Üstüme gelmeyin bugün hiç havamda değilim.
♦ Yüzsüzlüğün bu kadarı olur yani.
♦ Durmadan kardeşini çekiştiriyor.
♦ Burun kıvırıp geçeceği belli bir şeydi
♦ Senin aşkın da beni kuruttu be güzelim
♦ Bu elbise seni hiç açmamış.♦ Vaktinde yetiştirilmeyen başvurular yandı
♦ Bir defa uykusu kaçtı mı, dört kahve içeceği olurdu
♦ Bırak bu ağızları da doğru konuş.
♦ Sağlam düşünceli bir şairdir.
♦ Dersten zayıf alacağını hesaba katamadı.
♦ Dün parti lideri gövde gösterisi yaptı.
♦ Sevecen gözlerle baktı
♦ Çocuk sevinçten uçuyor♦ Annem işten dolayı çürümüştü
♦ Çocuğun başı belaya girdi
♦ Arkamı dönünce sırtımdan vuran utansın.
♦ Yakında savaş patlayacak.
♦ Adamın dalına bindiler.
♦ Doktora boş gözlerle bakıyordu
♦ Bu şarkıya bayılıyorum
♦ Tatlı sözlerle babasının gönlünü aldı
♦ Hepimiz onun hafif biri olduğunu biliyorduk
♦ İnce işlere aklım pek ermiyor
♦ İlk damlalardan sonra yağmur birden coştu
♦ Onun pişkinliğine bir anlam veremedim
♦ Cesaretinin kırılmasına sen sebep oldun
♦ Gerginlik artmış ,ortalıkta bir savaş kokusu vardı.
♦ Koca adam oldu hala babasının gölgesinde yaşıyor.
♦ Ona çanak tutmanın ne alemi vardı.
♦ Bu konularda ince düşünmek gerek.
♦ Üstüme gelmeyin bugün hiç havamda değilim.
♦ Yüzsüzlüğün bu kadarı olur yani.
♦ Durmadan kardeşini çekiştiriyor.
♦ Burun kıvırıp geçeceği belli bir şeydi
♦ Senin aşkın da beni kuruttu be güzelim
MECAZ TÜRLERİ
1.TEŞBİH ( BENZETME )
♦ Patron tilki gibi kurnazdır.
♦ Köhne düşünceler paslanmış çivilere benzer.
♦ Zeytin gibi karadır gözlerin.
1.TEŞBİH ( BENZETME )
♦ Patron tilki gibi kurnazdır.
♦ Köhne düşünceler paslanmış çivilere benzer.
♦ Zeytin gibi karadır gözlerin.
2.İSTİARE ( EĞRETİLEME )
AÇIK İSTİARE: Benzetilen söylenir benzeyen söylenmez.
♦ Yuvayı yapan dişi kuştur.
♦ Sınırlarda aslanlarımız bekliyor.
♦ Şu beşikte yatan meleğe bakınız.
AÇIK İSTİARE: Benzetilen söylenir benzeyen söylenmez.
♦ Yuvayı yapan dişi kuştur.
♦ Sınırlarda aslanlarımız bekliyor.
♦ Şu beşikte yatan meleğe bakınız.
KAPALI İSTİARE: Benzeyen söylenir benzetilen söylenmez.
♦ Oğlu büyüyünce yuvadan uçup gitti.
♦ Düşünceleriyle insanları zehirliyor.
♦ Oğlu büyüyünce yuvadan uçup gitti.
♦ Düşünceleriyle insanları zehirliyor.
3.MECAZ-I MÜRSEL (DÜZ DEĞİŞMECE) AD AKTARMASI
DIŞ – İÇ İLİŞKİSİ:
♦ Eve haber ver akşam gecikeceğim.
♦ Bir haftasını dosyayı incelemekle geçirdi.
♦ Semaver fokur fokur kaynıyordu.
♦ Bir şişe içti, bir daha istiyor.
DIŞ – İÇ İLİŞKİSİ:
♦ Eve haber ver akşam gecikeceğim.
♦ Bir haftasını dosyayı incelemekle geçirdi.
♦ Semaver fokur fokur kaynıyordu.
♦ Bir şişe içti, bir daha istiyor.
SANATÇI – YAPIT İLİŞKİSİ:
♦ Akşamları Ahmet Arif’i okuyorum.
♦ Odasının kapısında Picasso ve Salvador Daily’ler asılıydı.
♦ Akşamları Ahmet Arif’i okuyorum.
♦ Odasının kapısında Picasso ve Salvador Daily’ler asılıydı.
PARÇA – BÜTÜN İLİŞKİSİ:
♦ Onun ayağına kadar gitti.
♦ Kitap birinci hamura basılı.
♦ Otobüse önden binilir, arkadan inilir.
♦ Onun ayağına kadar gitti.
♦ Kitap birinci hamura basılı.
♦ Otobüse önden binilir, arkadan inilir.
YER İNSAN İLİŞKİSİ:
♦ Kasaba yeniliklere hazır değil.
♦ Ankara olaylara tepkisini koyamadı.
♦ Anadolu kan ağlıyor.
♦ Avanos ekmeğini çanak ve testi yaparak kazanır.
♦ Kasaba yeniliklere hazır değil.
♦ Ankara olaylara tepkisini koyamadı.
♦ Anadolu kan ağlıyor.
♦ Avanos ekmeğini çanak ve testi yaparak kazanır.
YÖN – İNSAN İLİŞKİSİ:
♦ Doğu ucuz işçi çalıştırıyor.
♦ Batı ekonomimizi yönlendiriyor.
♦ Doğu ucuz işçi çalıştırıyor.
♦ Batı ekonomimizi yönlendiriyor.
4.TARİZ ( DOKUNDURMA )
♦ Yazısı o kadar güzel ki üç kişi zor okuduk.
♦ Fakirliği altındaki mercedesten anlaşılıyor.
♦ Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli.
♦ Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.
♦ Yazısı o kadar güzel ki üç kişi zor okuduk.
♦ Fakirliği altındaki mercedesten anlaşılıyor.
♦ Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli.
♦ Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.
5. KİNAYE ( DEĞİNMECE GERÇEK + MECAZ )
♦ Terlemeyi göze alamayan, başarıya ulaşamaz.
♦ Yalnız taş, duvar olmaz.
♦ Herkes ektiğini biçer.
♦ Şu karşıma göğüs geren taş bağırlı dağlar mısın?
♦ Terlemeyi göze alamayan, başarıya ulaşamaz.
♦ Yalnız taş, duvar olmaz.
♦ Herkes ektiğini biçer.
♦ Şu karşıma göğüs geren taş bağırlı dağlar mısın?
6. MÜBALAĞA ( ABARTMA )
♦ İğne atsan yere düşmez.
♦ Bir deri bir kemik kalmış.
♦ Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.
♦ Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
PARAGRAFIN ANLAM YÖNÜ♦ İğne atsan yere düşmez.
♦ Bir deri bir kemik kalmış.
♦ Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.
♦ Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
Paragrafın anlam yönü; ana fikir, konu, başlık, parçadan çıkarılabilecek ve çıkarılamayacak sonuçlar ile duyu ile ilgili ayrıntılar ve parçaya hakim olan duygulardan oluşur.
KONU:
Paragrafta işlenen düşünce, olay ya da durumdur. Her şey paragrafın konusu olabilir.
Yazar, bu paragrafta ne anlatıyor? Bu yazıda nelerden bahsediliyor? sorusunun cevabıdır.
Paragrafta işlenen düşünce, olay ya da durumdur. Her şey paragrafın konusu olabilir.
Yazar, bu paragrafta ne anlatıyor? Bu yazıda nelerden bahsediliyor? sorusunun cevabıdır.
ANA DÜŞÜNCE:
Paragrafta üzerinde durulan konuya bağlı olarak yazarın asıl anlatmak istediği düşüncedir. Kesin bir yargı niteliği taşır, genellikle bir cümleden oluşur.
Ana fikir “Yazar bu yazıyı niye yazmış?” sorusunun cevabıdır.
Paragrafta üzerinde durulan konuya bağlı olarak yazarın asıl anlatmak istediği düşüncedir. Kesin bir yargı niteliği taşır, genellikle bir cümleden oluşur.
Ana fikir “Yazar bu yazıyı niye yazmış?” sorusunun cevabıdır.
♦ Ana fikir paragrafın tamamını kapsar.
♦ Bazı paragraflarda ana fikir cümle halinde metnin başında veya sonunda verilebilir. Bazı paragraflarda ise direkt verilmez. Okuyucu “anlam bütünlemesi” yaparak ana fikri bulur
♦ Ana fikir bulunurken kendi düşüncelerimiz değil, paragrafta yazılanlar dikkate alınmalıdır.
♦ Şiirlerin konusu ve ana fikri olmaz. Şiirlerin teması vardır.
♦ Bazı paragraflarda ana fikir cümle halinde metnin başında veya sonunda verilebilir. Bazı paragraflarda ise direkt verilmez. Okuyucu “anlam bütünlemesi” yaparak ana fikri bulur
♦ Ana fikir bulunurken kendi düşüncelerimiz değil, paragrafta yazılanlar dikkate alınmalıdır.
♦ Şiirlerin konusu ve ana fikri olmaz. Şiirlerin teması vardır.
YARDIMCI DÜŞÜNCELER:
Yardımcı düşünceler, paragrafta ana düşünceyi destekleyici niteliktedir. İkiden fazla cümleden meydana gelir. Yazar burada konuyla ilgili düşüncelerinin haklı gerekçelerini sıralar.
Yardımcı düşünceler, paragrafta ana düşünceyi destekleyici niteliktedir. İkiden fazla cümleden meydana gelir. Yazar burada konuyla ilgili düşüncelerinin haklı gerekçelerini sıralar.
BAŞLIK:
Paragrafta üzerinde durulan düşünceyi bir ya da iki sözcükle özetleyebileceğimiz ifade paragrafın başlığı olur. Başlık; konu ve ana düşünceyle bağlantılı olmalıdır.
Paragrafta üzerinde durulan düşünceyi bir ya da iki sözcükle özetleyebileceğimiz ifade paragrafın başlığı olur. Başlık; konu ve ana düşünceyle bağlantılı olmalıdır.
♦ Başlık paragrafın tamamını kapsamalı.
♦ Ana fikirden izler taşımalı, ana fikirle uyum içinde olmalı.
♦ Ana fikirden izler taşımalı, ana fikirle uyum içinde olmalı.
DUYULAR : İnsanın beş duyusu vardır. Cümlelerde bu beş duyu organından herhangi birisiyle algılanan bir ayrıntıya yer verilebilir. Görme, tatma, duyma, dokunma ve koklama beş duyuyu oluşturur.
TESTLER
TESTLER
1)“Kara”kelimesi aşağıdakilerin hangisinde terim olarak kullanılmıştır?
A)Alnımıza sürülen bu karayı nasıl temizleriz? B)Karadır kaşların ferman yazdırır.C)Kara bahtım,kem talihim,taşa bassam iz olur. C)Ancak üç ay sonra karaya çıkabildik.2)“İnmek”sözcüğü aşağıdaki cümlelerde kaç değişik anlamda kullanılmıştır? 1.Yağmurdan duvar inmiş. 2.Çocuk,ağaçtan zorlukla indi. 3.Haberi duyunca yüreğine indi. 4.Şehre varınca otele indi.A) 1 B)2 C)3 D)43)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler yoktur? A)Her inişin bir çıkışı vardır.B)Her çok,azdan olur.C)Ağacın yemişini ye,kabuğunu soyma.D)Akıllı köprüyü arayana dek,deli suyu geçer.4)“Dün gece İzmir’de ısı sıfırın altında eksi üç derece dolaylarındaydı.”Yukarıdaki cümleden hangi kelime çıkarılırsa cümlenin anlamı bozulmaz?A)gece B)eksi C)derece D)ısı5)“de” bağlacı verilen cümlelerin hangisinde “başkalarına yaptığım gibi”anlamınıiçermemektedir?A)Sana bir de kitap alalım.B)Bir kitap da sana alalım.C)Sana da bir kitap alalım.D)Bir tane de kitap sana alalım.6)Aşağıdaki deyimlerden hangisi “sadece kendi bildiğini yapmak,başkalarını dinlememek”anlamını vermektedir?A)Burnu havada olmakB)Burnu Kaf Dağı’nda olmakC)Burnundan kıl aldırmamakD)Burnunun dikine gitmek7)“Dışarı”sözcüğü hangi seçenekte yer yön zarfı olarak kullanılmıştır?A)Babası eve almadığı için dışarıda kalmış.B)Dışarı çıkmayın,öğretmen kızıyor çünkü.C)Bu otobüsler dışarı hatlarda çalışacak.D)Dışarısı kardan görünmüyor.8) “Olayı öğrenince son derece kızdı.”Cümlesinde altı çizili sözcük öbeğinin belirteç olarak görevi,aşağıdakilerden hangisidir?A)durum zarfı B)yer zarfı C)soru zarfı D)nicelik zarfı9)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır?A)Bu ay soğuk günler geçirdik.B)Artık dünya teknolojide hızla ilerliyor.C)Uzaydan dünyanın fotoğrafları çekiliyor.D)Oturma odamızı güneş iyice ısıttı.10)Aşağıdakilerin hangisinde ortak özne kullanılmamıştır? A)Öğretmen soruları okudu ve yanıtladı.B)Kitabı okudu,sonra müzik dinledi.C)Orhan’ın yüreği yurt sevgisiyle doluydu.D)Çocuk kapıdan içeri girdi;salona yöneldi.
CEVAP ANAHTARI: 1.C, 2.D, 3.C, 4.B, 5.A, 6.D, 7.B, 8.D, 9.C, 10.C
türkçe 2
türkçe 2
1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlaması nesne görevindedir ?
A) Çocuğun elinde kalınca bir kitap vardı.
B) Yazdığı şiirlerden hiç zevk almıyordum.
C) Türkçe ödevimi az önce bitirdim.
D) Reşat Nuri'nin yazılarında buram buram Anadolu vardır.
2) Özneler, her zaman açık olmaz. Kimi zaman yüklemdeki kişi eklerinde gizlenir.
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde böyle bir özne vardır ?
A) Çocuklar karnelerini alınca çok sevindiler.
B) Kıbrıs sorunu gerginliğe yol açtı.
C) Anadolu insanı zeki ve beceriklidir.
D )Yolda yürürken bir tanıdığa rastladım.
3) “En büyük bilgi, bilgi diye bilinenlerden daha başka bilgilerin de olduğunu bilmektir.”
Yukarıdaki cümlenin anlamı, aşağıdakilerden hangisine en yakındır ?
A) Bildiklerimiz, bilmemiz gerekenlerin pek az bir kısmıdır.
B) Bilginin sınırsızlığını bilmek, bilinenlerin en değerlisidir.
C) Yeni şeyler öğrenmek, yeni bilgilerle donanmak yaşamı sevdirir insana.
D) En büyük bilgi, bilineni başkalarına öğretmektir.
4) Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yükleminde anlam kayması vardır?
A) Yaz kış her sabah evden aynı saatte çıkıyor.
B) Ben de bu şiiri ezberlemeye çalışıyorum.
C) Ağaçların arasından sızan ısığı siz de görüyor musunuz?
D) Metin, çocuklarla bahçede top oynayacak birazdan.
5) “Kardeşim, toplantıdan hemen sonra gitmek istediğini kulağıma yavaşça fısıldadı.” Cümlesinde aşağıdaki sözcüklerden hangisi gereksizdir?
A) Kardeşim B) hemen
C) yavaşça D) kulağıma
6) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem yapım, hem de çekim eki almış bir sözcük kullanılmıştır ?
A) Çocuklar yeni okullarına yarın gidecekler.
B) Selim'den borç para isteyince hemen verdi.
C) Evi temizleme işi yine bana kaldı.
D) Çocuk, masadan kitapları alıp, çantaya koydu.
7) “( I ) Apaydınlık bir gece... ( II ) Açık pencereden şarkı sesleri geliyor. ( III ) Gölgemiz bir boşluk içinde, bütün manzara tertemiz görünüyor. ( IV ) Birkaç adam bize doğru yaklaşıyor.”
Numaralanmış cümlelerin hangisinde farklı bir duyu organının kullanımı söz konusudur?
A) I B) II C) III D) IV
8) “Besbelli denizden çıkıp
Kıyılar boyunca gitmiştir.
Tuz kokusu, katran kokusu, ter kokusu
Yüreğini allak bullak etmiştir.”
Yukarıdaki dizeler konusuna göre hangi şiir türüne girer?
A) Lirik B) Epik
C) Pastoral D) Didaktik
9) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir adlaşmış sıfat kullanılmıştır ?
A) Sıcak havalara hiç dayanamam.
B) Açık havada epeyce dolaştık.
C) Sarı saçları omuzlarına dökülürdü.
D) Çalışkanlar kazanır derler ki doğrudur.
10) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -den eki ad durum eki olarak kullanılmamıştır ?
A) Bu haberi kardeşimden duydum.
B) Toplantı bitince salondan hemen uzaklaştı.
C) Sıradan insanları bir türlü kabullenemiyorum.
D) Çalıştığı iş yerinden kovulmuş.
11) “Dili tutulmak” ile “dili çözülmek” deyimleri arasında anlamca bir ilişki vardır.
Aşağıdakilerden hangisinde buna benzer bir ilişki vardır ?
A) Eli tutulmak-eli bağlanmak
B) Kulağı çekilmek-kulağına küpe olmak
C) Gözleri yaşarmak-gözleri kararmak
D) Ayağını kesmek-ayağını alıştırmak
12) “-lik eki çoğunlukla addan ad türetir. Bazen de addan sıfat türetir.”
Hangi cümle bunu örneklendirir ?
A) Banu'nun gelinliğini çok güzel dikmişler.
B) Evlatlık alabilmek için iki yıl daha bekleyecekler.
C) Gelecekte yapmak istediği tek meslekmiş mimar-lık.
D) Caminin avlusunda yüzyıllık bir ağaç var.
13) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “tamlayan ve tamlanan” yer değiştirmiştir?
A) Bir çocuk sesi duyulur ta uzaklardan.
B) Gittikçe artıyordu odanın sıcaklığı.
C) Kitabın kapağını bir güzel yırtmış.
D) Buralardan geliyor kokusu ıhlamurun.
14) “Güçlü bir karikatürün yazıya ihtiyacı yoktur. Anlatılmak istenen düşünce ya da espri, çizgilerle anlatıldığı oranda karikatür güçlenir; sanatsal boyutuna ulaşır.”
Parçaya göre güçlü bir karikatürün en önemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanat değeri taşımış olması
B) Gülmece anlamının olması
C) Söze yer vermemesi
D) Az çizgiyle çok şey anlatıyor olması
15) “Oysa o polisi gördükten sonra bağırmaya başlamış.” cümlesindeki anlam karışıklığını gidermek için, hangi sözcükten sonra virgül ( ,) getirilmelidir?
A) o B) polisi
C) sonra D) bağırmaya
16) “Size mutlaka geleceğim.” cümlesine altı çizili sözcüğün kattığı anlam, aşağıdakilerden hangisinde vardır ?
A) Çocuk, ağlatılmadan güzelce yıkanacak.
B) Kaça çıkarsa çıksın, bu evi yapacak.
C) Anılarının hepsini size anlatacak.
D) Böyle fırtınalardan sonra yağmur başlar.
17) “Büyük sanatçılar, doğdukları ülkenin kişisi olmaktan çıkar, tüm insanlığın ortak malı olurlar.”
Bu cümleyle anlatılmak istenen, aşağıdaki-lerden hangisidir?
A) Sanatın özgünlüğü
B) Sanatın evrenselliği
C) Sanatın kişiselliği
D) Sanatın saygınlığı
18) Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yüklemi “geniş zamanın hikayesi” olarak kullanılmıştır?
A) Yaşar Kemal, gençlik yıllarında günde bir kitap okurmuş.
B) Söğüt dallarından atlar yapar, cirit oynardık.
C) Balıkçı teknelerinin üstünde martılar uçuşuyordu.
D) Kardeşim gelirse beni aramasını söyler misin ?
19) Aşağıdakilerin hangisinde soru anlamı bir zamirle sağlanmıştır?
A) Böyle düşünen kaç insan var ki?
B) Burada olduğumu size kim söyledi?
C) Ayşe de bizimle gelecek mi ?
D) Hangi çocuğun geldiğini biliyor musun?
20) “-ki” ekinin eklendiği sözcük aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat göreviyle kullanılmamıştır ?
A) Buradaki insanlar ne kadar da konuksever.
B) Bizim ev, sizinki kadar büyük değil.
C) Dünkü maçı izlediniz mi ?
D) Gökyüzündeki kuşlar kadar özgürüm artık.
1-Aşağıdakilerden hangisi, öykü planıdır?
A)Giriş – gelişme – sonuç B)Serim – düğüm – çözüm C)Serim – düğüm – sonuç D)Tekerleme – dilek –
2-Bu oyunu seyrettikten sonra iki türlü etki söz konusu edilebilir: Hafif etki, ciddi etki.Birincisi bizi rahat ettiriyor, güldürüyor, eğlendiriyor; ikincisinde ise ciddileşiyoruz.Çünkü acıklı durumlarla karşı karşıya gelmişizdir.Yaşamın bu görünümleri bizi derin derin düşündürür.
Paragrafta sözü edilen oyun türü aşağıdakilerden hangisidir?
A)Trajedi B)Komedi C)Skeç D)Dram
3-Her konuda bir görüşü savunmak ,bir düşünceyi ispatlamak amacıyla yazılan ciddi ,gazete köşe yazısıdır.Böyle bir yazı yazarının her şeyden önce geniş bir kültürü ,yalın,anlaşılır bir dili,tarafsız düşünce ve yargısı olmalıdır.
Yukarıdaki özellikler hangi yazı türüne aittir?
A) Eleştiri B) Deneme C) Makale D) Fıkra
4-Gitgide arkadaşının kuklası durumuna gelmişti. Cümlesindeki “ kukla” sözcüğü soyut bir anlam kazanmıştır.
Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir kullanım vardır?
A) Padişah İngilizlerin maşası olmuştu.
B) Odadan iki çocuğu ile yaşlı bir adam çıktı.
C) Herkes onu seviyor,yanında olmak istiyordu.
D) Otobüsün içindeki yolcular sabırsızlanıyordu.
5- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “nasılsa”sözcüğü farklı bir anlamda kullanılmıştır?
A)Sorun değil nasılsa kapıyı açar. B) Yıllar sonra nasılsa bizi aradı. C)Nasılsa günün birinde buraya dönecek.
D) Nasılsa o da bizimle gelecek.
6- Yalnız senin tatlı esen havanda,
Kendi milli gururumu sezerim.
Yalnız senin ovanda ya dağında,
Başım gökte,alnım açık gezerim.
Yukarıdaki dörtlüğün ana duygusu aşağıdakilerin hangisidir?
A) İnsan sevgisi B) Doğa sevgisi C) Vatan sevgisi D) Bayrak sevgisi
7- Aşağıdakilerin hangisinde tunç uyak yoktur?
7- Aşağıdakilerin hangisinde tunç uyak yoktur?
A) Ay asar kandilini /Suya sarkan dilini.
B) Rengi kış ,bakışı yaz/Sevgililerden beyaz.
C) Yaz selleri gibi akar çağlarım/Hançer alıp ciğerimi dağlarım.
D) Hasan der, göklere çıkmış ahım/Hüdam bağışlasın çoktur günahım.
8-Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir deyim açıklamasıyla birlikte verilmiştir?
A) Öğretmenin gözüne girebilmesi için çok çalışması gerekecek.
B) İşten çıkarıldığını söylersen kadının yüreğine iner.
C) Acemice davranınca yakayı ele verdi.
D) Öyle çok sevinmişti ki etekleri zil çalıyordu
.
9- I-Yerlere geçmek
.
9- I-Yerlere geçmek
II-Evlere şenlik
III-Notonu vermek
IV-Dirsek çevirmek
Deyimlerden hangisinin açıklaması aşağıdaki seçenekler içinde yoktur?
A) Kötü bir durumun yakın bir çevrenin dışında olmasını dilemek
B) Herkesin neşelenmesi
C) Birini yüzüstü bırakmak
D) Birisi için kötü bir kanıya varmak
10-“Ummadığı bir başarıyla çok şımarmak”anlamına gelen deyim aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ocağına incir ağacı dikmek
B) Etliye sütlüye karışmamak
C) Ne oldum delisi olmak
D) Kırkından sonra saz çalmak
5( Cevap B ) 10(Cevap C)
DUYGULAR: Duygu beş duyu organıyla algılanmayan (kalben algılanan) hislerdir. Genellikle; sitem, ümit, ümitsizlik, coşku, sevinç, korku, merak, endişe vb. kavramlardır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder